Büyüler tarih süresince insanoğlu tarafınca tercih edilmiş ve başka insanların hayatlarında pozitif yönde ve negatif durumlar yaratılmıştır. Büyüler sebebiyle birçok kişinin yaşamı fena bir işleyişe haiz olmuştur. Büyüye maruz kalan insanoğlu aile içinde huzursuzluk, ruhsal yıpranış ve maddi alanda zayıflık yaşarlar. Büyüden kurtulmak için alternatif yollar mevcuttur. Bu yollar yardımıyla büyü etkisiz hale getirilir.

Büyüyü Bozma Yolları Nedir?

Büyüleri bozmak için tarih süresince uygulanmış birçok husus vardır. Bu hususlar ile beraber doğa ötesi uzmanlarının da önerileri bulunuyor. Büyüyü bozma yollarını tertipli bir halde uygulamaya sokan kişiler, en kısa sürede sihrin bozulmasını sağlarlar.

Büyüleri bozma yolları şunlardır;

  • Mekan içinde tertipli olarak kuran okumak ve namaz kılmak.
  • Büyü olduğu kabul edilen yerin tertipli temizlenmesi ve havalandırılması.
  • Sirkeli suyla masa ve sandalyelerin silinmesi.
  • Saffat suresi ve Bakara suresinin okunması yada dinlenmesi.
  • Çeşitli esmaların günlük olarak okunması.

Büyüler, başka büyülerin yardımıyla bozulmaz. Büyü bozmak için tekrardan büyüye başvuran kişiler, üzerlerindeki sihrin daha da kuvvetli olmasını sağlarlar. Tertipli kuran okumak ve esmalar zikretmek, sihrin bozulmasını elde edecektir.

Büyüyü Bozma Yolları Nedir?

Büyüyü Bozmak İçin Hangi Yakarma Okunması mümkün?

Büyü bozmanın en etkili yollarından bir tanesi tertipli olarak yakarış okumak ve Tanrı’a sığınmaktır. Büyüyü etkisiz hale getirmek için kişilerin nas, felak ve fil surelerini her gün okumaları gerekiyor.

Ek olarak büyüyü bozmak için şu yakarış da sık sık okunmalıdır;

  • Vallahu min veraihim çevre.
  • Bel huve kur’anun mecıdun.
  • Vel yevmil mev’ud.

Bu duanın günde minimum on kere okunması sihrin etkisiz hale getirilmesine yarar. Alışkanlık haline getiren kişiler çeşitli hastalıklardan da kurtulur. Sabah kalkarken, evden çıkarken ve eve giriş yapılırken bu duanın minimum üç kere okunması yarar elde edecektir.

Büyüyü Bozmak İçin Hangi Yakarma Okunması mümkün?

BURUC SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim

  1. Vessemai zatilbüruci.
  2. Velyevmilmev’udi.
  3. Ve şahidin ve meşhudin.
  4. Kutile ashabül’uhdudi.
  5. En nari zatelvekudi.
  6. İz hüm ‘aleyha ku’udün.
  7. Ve hüm ‘ala ma yef’alune bilmü’miniyne şühudün.
  8. Ve ma nekamu minhüm illa en yü’minu billahil’aziyzilhamiydi.
  9. Elleziy lehu mülküssemavati vel’ardı vallahü ‘ala külli şey’in şehiydün.
  10. İnnelleziyne fetenülmü’miniyne velmü’minati sümme lem yetubu felehüm ‘azabü cehenneme ve lehüm ‘azabülhariykı.

Sirkeyle Büyü Nasıl Bozulur?

Sirke kullanarak büyü bozma işlemi de son aşama mümkündür ve sık sık tercih edilen bir yoldur. Büyü olduğu kabul edilen mekandaki eşyaların sirkeli suyla silinmesi ve derhal arkasından çamaşır suyuyla durulanması gerekiyor. Masa, iskemle, koltuk, kanepe ve elektronik aletlerin her birisinin sirkeli suyla silinmesi gerekiyor. Silme işlemi bittikten sonrasında da deterjanlı suyla tekrardan bu eşyalar silinir. Bu işlemler haftada minimum 2 kere yapılmalıdır. Ek olarak mekan sık sık havalandırılmalı, gereksiz bulunan eşyalar atılmalı ve güzel kokular saçılmalıdır. Böylelikle büyü etkisiz hale getirilir.

Sirkeyle Büyü Nasıl Bozulur?

Eşlere Meydana getirilen Büyü Nasıl Bozulur?

Eşlere meydana getirilen büyüyü bozmak için çeşitli yöntemler uygulanır. Eşler tertipli olarak esma okumalıdır. Ek olarak ev içinde Bakara suresini dinlemeleri gerekiyor. Adam ve kadının Fatiha suresini, Fil suresini her boş vakitlerinde okumaları gerekiyor. Felak ve Nas surelerini ise gece yatmadan ilkin minimum on kere okuyarak kendilerine üflemeleri gerekiyor. Böylelikle eşlere meydana getirilen büyü tamamen etkisiz hale getirilir.

Peygamberimizin Büyü Bozma Duası

Peygamberimi büyü bozmak için çeşitli duaları okumuş, kısa sürede büyüden kurtulmuş ve çevresindekileri de büyüden kurtarmıştır. Peygamberimiz büyü bozmak için Nas, Felak, Fatiha, Saffat, Ayetel Kürsü, Elim Lam Mim ve Fil surelerini her gün öğrenim görmüştür. Bu sureler yardımıyla en etkili büyüleri dahi etkisiz hale getirmiş, tertipli olarak sirkeli su ile de eşyalarını silmiştir.

Nas Suresi

Felak Ve Nas Suresinin Türkçe, Arapça Anlamı ve Okunuşu:

Nas ve Felak Sureleri, insanoğlunun karşılaşacağı her tür kötülükten korunabilmesi için okunan surelerdir. Nas kelimesi “insanoğlu” anlamına gelirken, Felak kelime ise “sabah aydınlığı” anlamına gelir..

Nas Suresinin Türkçe Okunuşu

  1. Kul e’ûzü birabbinnâs
  2. Melikinnâs
  3. İlâhinnâs
  4. Min şerrilvesvâsilhannâs
  5. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi
  6. Minelcinneti vennâs

Felak Suresinin Türkçe Okunuşu

  1. Kul e’ûzü birabbil felak
  2. Min şerri mâ halak
  3. Ve min şerri ğasikın izâ vekab
  4. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad
  5. Ve min şerri hâsidin izâ hased

Nas ve Felak surelerinin mevzusu genel olarak başımıza gelecek tüm kötülüklere karşı Tanrı’a sığınmak ve O’nun yarattıklarının şerrinden bizi müdafaasını istemektir. Gerek fena kalpli cinlerden, gerek şeytandan gerekse haset eden insanoğlu için yalnız Tanrı’a sığınmamız gerektiği anlatılmaktadır. Zira gökyüzünü ve yeryüzünü, ikisi arasındaki her şeyi Tanrı yaratmıştır. Tanrı birdir ve tektir. Tüm kötülüklerden bizi sakınan da Tanrı’tır.

Felak Suresi

Felak ve NasSuresi Anlamı ve Önemi Nedir? 

Bu dünyada edindiğiniz nimetler için yalnız Tanrı’a hamd ve şükrederiz. Tanrı, yarattığı alemdeki her şeyi çevrelemiş, sarmış ve yönetim etmektedir. Sığınacak tek makam da O’nun makamıdır. Nas ve Felak sureleri de hem gelecek tüm kötülüklerden korunmak hem de bu kötülükler karşısında yalnız Tanrı’a sığınmak icap ettiğini vurgulamaktadır.

Saffat Suresi Oku – Saffat Suresi Anlamı

1.Vessaffati saffa

2.Fezzacirati zecra

3.Fettaliyati zikra

4.İnne ilaheküm le vahıd

5.Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık

6.İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib

7.Ve hıfzam min külli şeytanim marid

8.La yessemmeune ilel meleil a’la ve yukzefune min külli canib

9.Dühurav ve lehüm azabüv vasıb

10.İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb

11.Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib

12.Bel acibte ve yesharun

13.Ve iza zükkiru la yezkürun

14.Ve iza raev ayetey yesteshırun

15.Ve kalu in haza illa sıhrum mübın

16.E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb’usun

17.E ve abaünel evvelun

18.Kul neam ve entüm dahırun

19.Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun

20.Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın

21.Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun

22.Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya’büdun

23.Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym

24.Ve kıfuhüm innehüm mes’ulun

25.Me leküm la tenasarun

26.Bel hümül yevme müsteslimun

27.Ve akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun

28.Kalu inneküm küntüm te’tunena anil yemın

29.Kalu bel lem tekunu mü’minın

30.Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn

31.Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun

32.Fe ağveynaküm inna künna ğavın

33.Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun

34.İnna kezalike nef’alü bil mücrimın

35.İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun

36.Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun

37.Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın

38.İnneküm lezaikul azabil elım

39.Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta’melun

40.İlla ıbadellahil muhlesıyn

41.Ülaike lehüm rizkum ma’lum

42.Fevakih ve hüm mükramun

43.Fı cennatin neıym

44.Ala sürurim mütekabilın

45.Yütafü alyhim bi ke’sim mim meıyn

46.Beydae lezzetil lişşaribın

47.La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun

48.Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn

49.Ke ennehünne beydum meknun

50.Fe akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun

51.Kle kailüm minhüm innı kane lı karın

52.Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn

53.E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun

54.Kale hel entüm müttaliun

55.Fattalea fe raahü fı sevail cehıym

56.Kale tellahi in kidte le türdın

57.Ve lev la nı’metü rabbı leküntü minel muhdarın

58.E fe ma nahnü bi meyyitın

59.İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın

60.İnne haza le hüvel fevzül azıym

61.Li misli haza felya’melil amilun

62.E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum

63.İnna cealnaha fitnetel liz zalimın

64.İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym

65.Tal’uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn

66.Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün

67.Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum

68.Şümme inne merciahüm le ilel cehıym

69.İnnehüm elfev abaehüm dallın

70.Fe hüm ala asarihim yühraun

71.Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın

72.Ve le kad erselna fıhim münzirın

73.Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın

74.İlla ıbadellahil muhlesıyn

75.Ve le kad nadana nuhun fe le nı’mel müccıbun

76.Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym

77.Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn

78.Ve terakna aleyhi fil ahırın

79.Selamün ala nuhın fil alemın

80.İnna kezalike neczil muhsinın

81.İnnehu min ıbadinel mü’minın

82.Sümme ağraknel aharın

83.Ve inne min şıatihı le ibrahım

84.İz cae rabbehu bi kalbin selım

85.İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta’büdun

86.E ifken aliheten dunellahi türıdun

87.Fe ma zannüküm bi rabbil alemın

88.Fe nezara nazraten fin nücum

89.Fe kale innı sekıym

90.Fe tevellev anhü müdbirın

91.Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te’külun

92.Ma leküm la tentıkun

93.Ferağa aleyhim darbem bil yemın

94.Fe akbelu ileyhi yeziffun

95.Kale e ta’büdune ma tenhıtun

96.Vallahü halekkkaküm ve ma ta’melun

97.Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym

98.Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın

99.Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın

100.Rabbi heb lı mines salihıyn

101.Fe beşşernahü bi ğulamin halım

102.Felemma beleğa meahüs sa’ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif’al ma tü’meru setecidünı in şaellahü mines sabirın

103.Felemma eslema ve tellehu lil cebın

104.Ve nadeynahü ey ya ibrahım

105.Kad saddakter rü’ya inna kezalike neczil muhsinın

106.İnne haza le hüvel belaül mübın

107.Ve fedeynahü bi zibhın azıym

108.Ve terakna aleyhi fil ahırın

109.Selamün ala ibrahım

110.Kezalike neczil muhsinın

111.İnnehu min ıbadinel mü’minın

112.Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn

113.Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın

114.Ve le kad menenna ala musa ve haun

115.Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym

116.Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın

117.Ve ateynahümel kitabel müstebın

118.Ve hedeynahümes sıratal müstekıym

119.Ve terakna aleyhima fil ahırın

120.Selamün ala musa ve harun

121.İnna kezalik enczil muhsinın

122.İnnehüma min ıbadinel mü’minın

123.Ve inne ilyase le minel murselın

124.İz kale li kavmihı ela tettekun

125.E ted’une ba’lev ve tezerune ahsenel halikıyn

126.Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın

127.Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun

128.İlla ıbadellahil muhlesıyn

129.Ve terakna aleyhi fil ahırın

130.Selamün ala ilyasın

131.İnna kezalike neczil muhsinın

132.İnnehu min ıbadinel mü’minın

133.Ve inne lutal le minel mürselın

134.İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn

135.İlla acuzen fil ğabirın

136.Sümme demmernel aharın

137.Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn

138.Ve bil leyl e fe la ta’kılun

139.Ve inne yunüse le minel murselın

140.İz ebeka ilel fülkil meşhun

141.Fe saheme fe kane minel müdhadıyn

142.Feltekamehül hutü ve hüve mülım

143.Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn

144.Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb’asun

145.Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym

146.Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn

147.Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün

148.Fe amenu fe metta’nahüm ila hıyn

149.Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun

150.Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun

151.E la innehüm min ifkihim le yekulun

152.Veledellahü ve innehüm le kazibun

153.Astafel benati alel benın

154.Ma leküm keyfe tahkümun

155.E fe la tezekkerun

156.Em leküm sültanüm mübın

157.Fe’tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn

158.Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun

159.Sübhanellahi amma yesıun

160.İlla ıbadellahil muhlesıyn

161.Fe inneküm ve ma ta’büdun

162.Ma entüm aleyhi bi fatinın

163.İlla men hüve salil cehıym

164.Ve ma minna illa lehü mekamüm ma’lum

165.Ve inna le nahnüs saffun

166.Ve inna le nahnül müsebbihün

167.Ve in kanu le yekulun

168.Lev enne ındena zikram minel evvelin

169.Lekünna ıbadellahil muhlesıyn

170.Fe keferu bih fe sevfe ya’lemun

171.Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın

172.İnnehüm le hümül mensurun

173.Ve inne cündena lehümül ğalibun

174.Fe tevelle anhüm hatta hıyn

175.Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun

176.E fe biazabina yesta’cilun

177.Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın

178.Ve tevelle anhüm hatta hıyn

179.Ve ebsır fe sevfe yübsırun

180.Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun

181.Ve selamün alel murselın

182.Vel hamdü lillahi rabbil alemın

SAFFAT SURESİ ANLAMI VE DİYANET MEALİ

Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Tanrı’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız hakikaten bir tek ilahtır. ﴾1-4﴿ O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir. ﴾5﴿

Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. ﴾6﴿ Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. ﴾7﴿ Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için devamlı bir azap da vardır. ﴾8-9﴿ Sadece onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder). ﴾10﴿ (Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız öteki şeyleri yaratmak mı? Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. ﴾11﴿ Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar. ﴾12﴿ Kendilerine nasihat verildiği vakit nasihat almıyorlar. ﴾13﴿ Bir mucize gördükleri vakit onu alaya alıyorlar. ﴾14﴿ (Dediler ki:) “Bu bir büyüden başka bir şey değildir.” ﴾15﴿ “Hakkaten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline ulaştıktan sonra mı, biz mi yine diriltileceğiz?” ﴾16﴿ “Evvelde gelip geçmiş atalarımız da mı?” ﴾17﴿ De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).” ﴾18﴿ O sadece şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler. ﴾19﴿ Şu şekilde diyecekler: “Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür.” ﴾20﴿ Onlara, “İşte bu, yalanlamakta olduğunuz yargı ve ayırım günüdür” denilir. ﴾21﴿

Tanrı meleklere şöyleki emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Tanrı’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Zira onlar sorguya çekileceklerdir. ﴾22-24﴿ Tanrı meleklere şöyleki emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Tanrı’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Zira onlar sorguya çekileceklerdir. ﴾24﴿ Onlara, “Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?” denir. ﴾25﴿ Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir. ﴾26﴿ Birbirlerine yönelip merak ederler (çekişirler). ﴾27﴿ Şu şekilde derler: “Siz bizlere sağdan gelirdiniz. Bizlere haktan yana görünürdünüz.” ﴾28﴿ Ötekiler de onlara şöyleki derler: “Hayır, siz aslına bakarsanız mü’min kimseler değildiniz.” ﴾29﴿ “Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz.” ﴾30﴿ “Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu kesinlikle tadacağız.” ﴾31﴿ “Evet, biz sizi saptırdık. Zira ikimiz de sapkın kimselerdik.” ﴾32﴿ Artık onlar o gün azapta ortaktırlar ﴾33﴿ İşte biz suçlulara bu şekilde yaparız. ﴾34﴿

Zira onlar, kendilerine, “Tanrı’tan başka hiçbir ilah yoktur” denildiği vakit inanmayıp büyüklük taslıyorlardı. ﴾35﴿ “Biz, deli bir ozan için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?” diyorlardı. ﴾36﴿ Hayır, o şekilde değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de onay etmiştir. ﴾37﴿

Şüphesiz siz kesinlikle elem dolu azabı tadacaksınız. ﴾38﴿ Siz sadece işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız. ﴾39﴿ Sadece Tanrı’ın halis kulları başka. ﴾40﴿ İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir. ﴾41-42﴿ Onlar Naim cennetlerindedirler. ﴾43﴿ Koltuklar üstünde karşılıklı olarak otururlar. ﴾44﴿ Onların çevresinde aden pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır. ﴾45-46﴿ Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. ﴾47﴿ Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır. ﴾48﴿ Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır. ﴾49﴿

Derken birbirlerine yönelip merak ederler. ﴾50﴿ İçlerinden biri der ki: “Benim bir dostum vardı.” ﴾51﴿

“Sen de yine dirilmeyi onay edenlerden misin?” derdi. ﴾52﴿ “Hakkaten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline ulaştıktan sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?” ﴾53﴿ Konuşan o kimse yanındakilere, “Bakar mısınız, hali ne oldu?” der. ﴾54﴿ Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür. ﴾55﴿ Ona şöyleki der: “Tanrı’a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin.” ﴾56﴿ “Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de cehenneme konulanlardan olmuştum.” ﴾57﴿

“Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bizlere azap edilmeyecek miymiş?” ﴾58-59﴿ Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır. ﴾60﴿ Çalışanlar böylesi için çalışsınlar! ﴾61﴿

Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? ﴾62﴿ Şüphesiz biz onu zalimler için bir sınav aracı kıldık. ﴾63﴿ O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır. ﴾64﴿ Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır. ﴾65﴿ Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır. ﴾66﴿ Sonrasında onlar için bunun üzerine kaynar sudan karışık bir içecek vardır. ﴾67﴿ Sonrasında onların dönüşleri kesinlikle cehennemedir. ﴾68﴿

Zira onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. ﴾69﴿ Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler. ﴾70﴿

Andolsun, onlardan ilkin, evvelkilerin bir çok da sapmıştı. ﴾71﴿ Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. ﴾72﴿ Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu! ﴾73﴿ Sadece Tanrı’ın ihlâslı kulları başka. ﴾74﴿

Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. ﴾77﴿ Sonradan gelenler içinde ona güzel bir ad bıraktık. ﴾78﴿ Âlemler içinde Nûh’a slm olsun! ﴾79﴿ İşte biz iyilik yapanları bu şekilde mükafatlandırırız. ﴾80﴿ Zira o, bizim mü’min kullarımızdandı. ﴾81﴿ Sonrasında biz, diğerlerini suda boğduk. ﴾82﴿

Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi. ﴾83﴿ Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti ﴾84﴿

Hani babasına ve kavmine şöyleki demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?” ﴾85﴿ “Tanrı’ı bırakıp da bir ekip uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?” ﴾86﴿ “O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?” ﴾87﴿ İbrahim yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi. ﴾88-89﴿ Bunun üstüne arkalarını dönerek ondan uzaklaştılar. ﴾90﴿ İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyleki dedi: “Yemez misiniz?” ﴾91﴿ “Ne diye konuşmuyorsunuz?” ﴾92﴿ Derken üstlerine yürüyüp onlara kuvvetli bir darbe indirdi. ﴾93﴿

Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi. ﴾94﴿ İbrahim şöyleki dedi: “Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?” ﴾95﴿ “Oysa Tanrı sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır.” ﴾96﴿ Kavmi, “Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın” dedi. ﴾97﴿ Böylece ona bir tuzak oluşturmak istediler. Ikimiz de onları en alçak kimseler kıldık. ﴾98﴿ İbrahim şöyleki dedi: “Ben Rabbime (onun emrettiği yere) gideceğim. O bana yol gösterecektir.” ﴾99﴿ “Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla.” ﴾100﴿

Ikimiz de ona uysal bir oğul müjdeledik. ﴾101﴿ Çocuk kendisiyle beraber koşup yürüyecek yaşa erişince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. ﴾102﴿

Nihayet her ikisi de (Tanrı’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyleki seslendik: “Ey İbrahim!” ﴾103-104﴿

Nihayet her ikisi de (Tanrı’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyleki seslendik: “Ey İbrahim!” ﴾104﴿ “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları bu şekilde mükafatlandırırız.” ﴾105﴿ “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.” ﴾106﴿ Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. ﴾107﴿ Sonradan gelenler içinde ona güzel bir ad bıraktık. ﴾108﴿ İbrahim’e slm olsun. ﴾109﴿ İyilik yapanları işte bu şekilde mükafatlandırırız. ﴾110﴿ Zira o mü’min kullarımızdandı. ﴾111﴿ Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik. ﴾112﴿ Onu da İshak’ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de. ﴾113﴿ Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk. ﴾114﴿ Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. ﴾115﴿ Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. ﴾116﴿ Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. ﴾117﴿ Onları doğru yola ilettik. ﴾118﴿ Sonradan gelenler içinde onlara güzel birer ad bıraktık. ﴾119﴿ Mûsâ’ya ve Hârûn’a slm olsun. ﴾120﴿ Şüphesiz biz iyilik yapanları bu şekilde mükafatlandırırız. ﴾121﴿ Zira onlar mü’min kullarımızdan idiler. ﴾122﴿ Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. ﴾123﴿ Hani kavmine şöyleki demişti: “Tanrı’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” ﴾124﴿ “Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Tanrı’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?” ﴾125-126﴿ Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. ﴾127﴿ Sadece Tanrı’ın ihlâslı kulları başka. ﴾128﴿ Sonradan gelenler içinde ona güzel bir ad bıraktık. ﴾129﴿ İlyas’a slm olsun ﴾130﴿ Şüphesiz biz iyilik yapanları bu şekilde mükafatlandırırız ﴾131﴿ Zira o bizim mü’min kullarımızdandı. ﴾132﴿ Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. ﴾133﴿ Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir karı (kâfir olan eşi) haricinde tüm ailesini kurtarmıştık. ﴾134-135﴿ Sonrasında da diğerlerini yok ettik. ﴾136﴿ Şüphesiz sizler (yolculuklarınız esnasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? ﴾137-138﴿ Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. ﴾139﴿ Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. ﴾140﴿ Gemidekilerle kur’a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. ﴾141﴿ Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken Balık onu yuttu. ﴾142﴿ Eğer o, Tanrı’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, kesinlikle insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. ﴾143-144﴿ Derken biz onu hasta bir halde sahile attık. ﴾145﴿ Üstüne geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. ﴾146﴿ Biz onu yüz bin, ya da daha çok insana peygamber olarak yolladık. ﴾147﴿ Nihayet onlar inanç ettiler. Ikimiz de onları bir süreye kadar geçindirdik. ﴾148﴿ Ey Muhammed! Onlara sor: Kız evlatları Rabbinin de, adam evlatları onların mı? ﴾149﴿ Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? ﴾150﴿ İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Tanrı çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbet yalan söylüyorlar. ﴾151-152﴿ Yoksa Tanrı kızları erkeklere tercih mi etti? ﴾153﴿ Neyiniz var? Nasıl yargı veriyorsunuz! ﴾154﴿ Asla düşünmüyor musunuz? ﴾155﴿ Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? ﴾156﴿ Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı! ﴾157﴿ Tanrı ile cinler içinde da nesep bağları kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Tanrı’ın huzuruna getirileceklerini bilirler. ﴾158﴿ Tanrı onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. ﴾159﴿ Sadece Tanrı’ın ihlâslı kulları bunlar şeklinde değildir. ﴾160﴿ (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Tanrı’ın yolundan saptırabilirsiniz. ﴾161-163﴿ (Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin malum bir makamı vardır.” ﴾164﴿ “Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.” ﴾165﴿ “Şüphesiz biz (Tanrı’ı) tespih edip yüceltenleriz.” ﴾166﴿ Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbet biz ihlâslı kullar olurduk.” ﴾167-169﴿ Fakat (kitap erişince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının nasıl sonuçlanacağını) bilecekler. ﴾170﴿ Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti ﴾171﴿ “Onlara kesinlikle yardım edilecektir.” ﴾172﴿ “Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.” ﴾173﴿ O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir ﴾174﴿ Gözetle onları, yakında onlar da görecekler. ﴾175﴿ Yoksa onlar azabımızı acil mi istiyorlar? ﴾176﴿ Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanların sabahı ne fena olur! ﴾177﴿ Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. ﴾178﴿ (Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler. ﴾179﴿ Senin Rabbin; kudret ve onur sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. ﴾180﴿ Peygamberlere slm olsun. ﴾181﴿ Hamd, âlemlerin Rabbi olan Tanrı’a mahsustur. ﴾182﴿

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir