Detoks rejimi nedir mevzusuna giriş yapmadan ilkin mevzuyu ele alalım. Aşırı kiloluluk artık bir tek gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de büyük bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir. Aşırı kiloluluk, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve kanser şeklinde çeşitli kronik hastalıklar için yerleşik bir risk faktörüdür. Bundan dolayı, aşırı kiloluluk oranlarındaki artış, bireyler ve bir tüm olarak cemiyet için iyice ele alınması ihtiyaç duyulan mühim bir mesele olarak kabul edilmektedir. Dünya Sıhhat Örgütü, aşırı kiloluluğun bir tek kronik hastalıklar için bir risk faktörü olarak değil, hastalığın kendisi olarak görülmesi icap ettiğini duyurmuştur. Obeziteyi tedavi etmek için rejim, egzersiz, ilaçlar ve cerrahi tedavi dahil olmak suretiyle çeşitli iyi malum yöntemler mevcuttur. Detoks rejimleri şeklinde kısıtlı kalori alımı ile kilo kaybı elde eden çeşitli rejim programları da mevcuttur. Aşırı kiloluluk ile ilişkili sıhhat tehlikeleri ve daha da önemlisi kozmetik nedenlerle, birçok insan, bilhassa gençler, kilolarında süratli bir azalma sağlamak için detoks rejimlerine başvurmaya adım atmıştır. Peki ya detoks nedir? Detoks rejimi nedir? Detoks diyetlerinin vücudumuzdaki tesirleri nedir?
Detoks rejimleri kilo yönetiminde etkili midir ve ihtimaller içinde sıhhat riskleri nedir? Hep beraber bu tarz şeyleri tek tek ele alalım.
Detoks ve Detoks Rejimi Nedir?
Vücudumuzun çeşitli yollarla almış olduğu toksinleri temizlemesine detoksifikasyon yada detoks denilmektedir.
İnsan vücudu, toksinleri yok etmek için oldukça karmaşık mekanizmalar geliştirmiştir.
Karaciğer, böbrekler, gastrointestinal sistem, deri ve akciğerlerin tümü istenmeyen maddelerin atılmasında rol oynar.
Detoks rejimleri, vücuttaki toksinleri attırdığı, kilo vermeyi kolaylaştırdığı ve böylece sağlığı ve refahı geliştirdiği iddia edilen kısa vadeli popüler rejim stratejileridir. Detoks rejimleri, popüler bir zayıflama çözümü olarak görülmüştür ve görülmeye devam etmektedir. Çoğu zaman kısa bir süreyi ifade eder ve 2 haftadan daha kısa sürelidir.
Detoks diyetlerinin yaygın popülaritesine karşın, ‘toksin’ terimi hala tam olarak tanımlanmamıştır. Ticari detoks rejimleri bağlamında, toksin terimi oldukça daha belirsiz bir anlam kazanmıştır; kirleticileri, bileşik kimyasalları, ağır metalleri, işlenmiş yiyecekleri ve çağıl yaşamın potansiyel olarak zararı olan öteki ürünlerini kapsamaktadır. Detoksifikasyon yaklaşımları çoğu zaman kimyasalların ve metabolitlerinin idrar ve dışkıda, ter yada yağ bezlerinde atılmasını teşvik eden yollardan yararlanır.
Detoks Diyetleri ve Kilo Yönetimi
Kilo vermeye çalışanlar, detoks rejimlerini denemeye isteklidirler. Maalesef bunların hiçbiri uzun solukta işe yaramıyor şeklinde görünüyor. İnsanların bu diyetlerden vazgeçmelerinin sebeplerinden biri, yapay bir rejim türüne uymanın sıkıntısı yada düzgüsel rejim alışkanlıklarına geri dönme arzusudur. Detoks rejimleri işe yarama eğilimindedir zira kısa süreler için son aşama düşük kalori alımına niçin olurlar, sadece düzgüsel bir rejime devam edildiğinde kilo alımına yol açma eğilimindedirler.
Enerjisi kısıtlı detoks diyetlerinin kısa vadeli kilo kaybı sağlayabileceği makul olsa da, bu diyetlerin uzun solukta sıhhatli bir kiloyu korumak için yararlı olup olmadığı açık değildir. Kilo vermeyi kolaylaştırmakla hem de kafi protein ve mikro gıda seviyeleri içeren oldukça çeşitli alternatif rejimler vardır ve bu da detoks diyetlerinin yararlı olup olmadığı sorusunu gündeme getirmektedir. Tüketiciler, bu detoks ürünlerinin zayıflama iddialarının herhangi bir klinik kanıtla desteklenmediği mevzusunda bilgilendirilmelidir.
Düşük Kalorili Detoks Diyetleri Stres Hormonlarını Artırıyor!
Enerji kısıtlamasının, bilhassa beyinde bazı maddelerin üretimini değiştirdiği bilinmektedir. Bu değişimler iştahı artırır, metabolik hızı ve enerji tüketimini azaltır, bu da çoğu zaman rejim esnasında gözlemlenen kilo kaybı platosuna neden olur.
Düşük enerjili detoks diyetlerinin stresi çoğaltması, kortizolü yükseltmesi ve iştahı çoğaltması, dolayısıyla kilo vermeyi zorlaştırması mümkündür. Bu diyetlerin çoğunun düşük enerjili, gıda öğeleri açısından fukara doğası düşünüldüğünde bu şaşırtıcı değildir. Fareler üstünde meydana getirilen çalışmalardan elde edilmiş sonuçlar da, stresli detoks diyetlerinin, gelecekte aşırı yeme ve tekrardan kilo alımı için zemin hazırlayabileceğini belirtmektedir.
Bu diyetlerden bazıları o denli kısıtlıdır ki günde bir tek 400 kaloriye izin verirler. Bu son aşama düşük kalorili rejimler, kortizol dahil olmak suretiyle stres hormonlarında bir artışa neden olur ve bu, aşırı yemeden kilo alımına yol açabilecek iştah uyarımı dahil olmak suretiyle öteki negatif etkilere niçin olabilir.
Detoks Diyetlerinin Ihtimaller içinde Sıhhat Riskleri
Detoks diyetlerinin temel sıhhat riskleri, şiddetli enerji kısıtlaması ve beslenme yetersizliği ile ilgilidir. Aşırı açlık, protein ve vitamin eksikliklerine, elektrolit dengesizliğine, laktik asidoza ve hatta ölüme niçin olabilir.
Detoks rejimleri, tam açlık oruçlarından meyve suyu rejimlerine ve besin modifikasyon yaklaşımlarına kadar uzanır ve çoğu zaman laksatif, diüretik, vitamin, mineral ve/yada temizleyici gıdaların kullanımını ihtiva eder. Detoks rejim yapanlar ek olarak takviyeler, laksatifler, diüretikler ve hatta su üstünde aşırı doz alma riski altındadır.
Kim bilir sorulması ihtiyaç duyulan mühim bir sual detoks rejimleri niçin bu kadar çekici?
Detoks diyetlerinin baştan çıkarıcı gücü, büyük olasılıkla, insan psikolojisinde derinlere kök salmış idealler olan arınma ve kurtuluş vaatlerinde yatmaktadır. Asla kuşku yok ki, sürdürülebilir sıhhatli alışkanlıklar, ticari detoks diyetlerinin sunmuş olduğu süratli düzeltmelerden daha uzun vadeli değere haizdir.
Detoksifikasyon rejimleri, aşırı kalori kısıtlaması gerektirdiğinden kilo yitirilmesine niçin olur, sadece uzun süre sürdürülebilir değildir. Bireyler rejim esnasında kilo verebilse de, rejim sona erdiğinde kilo alma eğilimi vardır.
Netice olarak;
Şu anda, kilo yönetimi yada toksin eliminasyonu için detoks diyetlerinin kullanılmasını destekleyen ikna edici kanıtlar bulunmamaktadır. Tüketicilere yönelik maliyetler, kanıtlanmamış iddialar ve detoks ürünlerinin potansiyel sıhhat riskleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu tür rejimler bir tek rejimi dengesiz hale getirmekle kalmaz, hem de güvenlik sorunları da ihtiva eder. Üstelik bunlar uzun solukta sürdürülebilir değildir. Kişiler bu rejimleri bıraktığında, verilen kilo kısa sürede geri kazanılır. Böylesine rejimlere başvurmak yerine, aşırı kiloluluğun düzeltilmesinde en iyi yol olan, kafi fizyolojik aktivite (egzersiz) ile beraber kişiye hususi planlanmış uygun kalorili, dengeli, sıhhatli ve besleyici rejim programları tercih edilmelidir.
Diyetisyen Merve Alnıaçık