Filtre Kahve Nedir?
Dünyada sudan sonrasında en oldukça tüketilen içecek olan kahve bilhassa 2. dalga ve 3. dalga kahve kültürüyle vatanımızda de oldukça popülerleşmiştir. Türk kahvesinin yeri doğal ki de ayrı, fakat ben bugün sizlere bir diyetisyen gözüyle filtre kahve gıda kıymeti, kalori içinde ne olduğu, filtre kahvenin yararları ve ihtimaller içinde zararları mevzularından anlatmak isterim.
Filtre kahveyi öteki kahvelerden ayıran en temel özellik kahvenin filtreleme işlemine doğal olarak tutulup bir tek süzülen kısmının tüketilmesidir. Mesela Türk kahvesinde yada espressoda kahvenin tamamı tüketilirken filtre kahvede filtre edilen kısım tüketilir. Filtre kahve de kahve çekirdeğinin bir oldukça türüne gore çeşitlendirilir; fakat genel olarak filtreleme işlemi, kahvede bulunan bizim acı tat olarak adlandırdığımız birçok tadın süzülerek daha yumuşak bir kahve elde edilmesini sağlar. French Press, chemex, filtre kahve makinası vb. yöntemlerle demlenebilen filtre kahvenin demlenme süresi demlenme yöntemine bağlıdır. Mesela filtre kahvenizi french press ile demleyecekseniz 4-5 dk. kafi olacaktır.
Filtre Kahve Besin Değeri ve İşlevi
Kafein
Kahvenin en mühim bileşeni olan kafeinden başlamış olalım. Kafein dünyada en oldukça tüketilen farmakolojik maddelerden biridir. Vücuda alındıktan 1-1.5 saat sonrasında kanda maksimum seviyeye ulaşır. Tüm vücuda yayılır ve merkezi sinir sistemini uyarır. Kafein beyinde uyku hali olarak tanımlayabileceğimiz adenozin nörotransmitterini inhibe ederek uyanıklık halinin artmasını sağlar. Beyindeki bu tesiri yardımıyla kafeinin bununla birlikte bilişsel fonksiyonları, ruh halini ve hafızayı iyileştirdiği yönünde emekler mevcuttur.
Kafeinin metabolizmayı hızlandırıcı tesiri de bulunmaktadır. Meydana getirilen araştırmalarda kafeinin metabolizmayı %3 ile %11 içinde arttırdığı tespit edilmiştir. (Dolaylı olarak yağ yakımına destek olan filtre kahve bilhassa ağırlık kaybı (zayıflama) dönemindeki bireyler için yanında tamamlayıcı besinlerle güzel bir ara öğün haline gelebilir.)
Kafein bununla birlikte adrenalin hormonunun artmasını sağlamaktadır. Adrenalin hormonu vücutta ”cenk ya da kaç” dediğimiz davranışın ortaya çıkmasını ve kalp atışının hızlanmasını sağlar. Kasların kasılmasını ve enerji harcanması ihtiyaç duyulan ortamı hazırlar. Başka bir deyişle vücudu bir efor harcama durumuna hazırlar. Bundan dolayı genel anlamda spor yapmadan 30-40 dk. ilkin kahve tüketimi önerilir. Kahve tüketimi sonrasında meydana getirilen egzersizde performansın %12 oranında arttığını gösteren emekler mevcuttur.
Nörodejeneratif hastalıklardan olan alzheimer, parkinson ve demansın görülme olasılığı tertipli kahve (kafein) tüketimine bağlı %30-60 içinde azalabileceği meydana getirilen çalışmalarda gösterilmiştir.
1 Kupa (180-200ml) filtre kahvede 120-170 mg kafein bulunmaktadır.
Yağlar
Diterpenoid alkoller öteki isimleriyle kafestol ve kahveol kahvede bulunan yağlardır ve kolesterol seviyesini etkileyebilir. Filtre kahve için konuşacak olursak bu etkileme yok denecek kadar azdır. Zira meydana getirilen süzme işleminde yağların büyük bir kısmı(kafestol ve kahveol) tutulmaktadır. Filtre edilmiş kahvede 0.1 mg/100 ml’den daha azca kahve yağları bulunur; filtre edilmemiş kahvede ise 0.2 ve18mg/100ml içinde değişmiş olur.
Fenolik Bileşikler
Klorojenik Asit ve Antioksidan Özellik
Kahvedeki en mühim polifenol klorojenik asittir ve kahvenin antioksidan özelliği bu polifenol yardımıyla meydana gelmektedir. Antioksidan, vücutta üretilen yada besinlerle sağlanan ihtimaller içinde hücre hasarını önleyen özellikteki bileşiklerdir diyebiliriz. Birçok besinde bulunur ve kahve bunlardan biridir. Antioksidan özelliği yardımıyla kahve bununla birlikte antibakteriyal ve antikarsinojenik tesir göstermektedir. Bu durum filtre kahve için de geçerlidir.
Bir fincan kahvede kahvenin kavrulma derecesine, pişme şekline ve süresine bağlı olarak 20 ile 675mg içinde değişkenlik gösteren klorojenik asit miktarı mevcuttur.
Filtre kahvede en oldukça dikkat çeken gıda içerikleri bunlardı. Meraklısı için filtre kahve detaylı kalori ve gıda kıymeti (100gr):
-
Kalori 1.18 kcal
Su 99.39 gr
Karbonhidrat 0.05 gr
Lif 0.00 gr
Protein 0.15 gr
Yağ 0.02 gr
Doymus Yağ içermez
Kolestrol içermez
Sodyum 2.00 mg
Potasyum 49.00 mg
Kalsiyum 2.00 mg
A, C ve D Vitamini içermez
E Vitamini 0.01 mg
K Vitamini 0.10 mcg
B Vitamini 60.00 mg
Vitamin B 120.00 mcg
Tiamin (B1) 0.01 mcg
Riboflavin (B2) 0.08 mcg
Niasin (B3) 0.19 mcg
Demir 0.01 mg
Folat 2.00 mcg
Pantotenik Asit 0.25 mg
Fosfor 3.00 mg
Magnezyum 3.00 mg
Çinko 0.02 mg
Bakır içermez
Selenyum içermez
Mangan 0.02 mcg
Filtre kahve/kahve tüketimi başta kardiyovasküler hastalıklar olmak suretiyle birçok hastalıkla ilişkilendirilip (pozitif yada negatif) birçok çalışmaya mevzu olmuştur. Birazcık da bunun üstünde duralım.
Filtre Kahve ve Bazı Hastalıklarla İlişkisi
Kardiyovasküler Hastalıklar
Kahve tüketimi ve kardiyovasküler hastalıklar ile ilgili günümüze kadar meydana getirilen oldukça kapsamlı emekler mevcuttur. Bu çalışmalardan biri kafeinin tansiyon arttırıcı tesiri sebebiyle kardiyovasküler sistem hastalıklarında artış bulunduğunu göstermektedir. (Burada bahsedilen kafein miktarı >28fincan/hafta kahveye denk gelmektedir.) Başka bir çalışmada ise kahvenin tansiyon tesiri bulunduğunu fakat bunun kalp emek verme hızına bir tesir göstermediği belirtilmiştir. Yaşlı bireylerle meydana getirilen bir çalışmada kafeinli içeceklerin kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu özellikte olduğu gösterilmiştir. Bu şekilde çelişen emekler bir fazlaca fazladır. Bu da bizlere kahve ve tansiyon arasındaki, kardiyovasküler hastalıklar arasındaki birlikteliğin hemen hemen açıklığa kavuşturulmadığını göstermektedir.
Hipertansiyon ve Aritmi
Kahve tüketiminin hipertansiyon ve kalp aritmisi ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Hem de ilişkilendirilmediği emekler mevcut ve sayıca oldukça fazla. Sizlere bu çalışmalardan tek tek anlatmak yerine şu şekilde toparlamak isterim:
Ailesinde hipertansiyon öyküsü bulunan bireylerde kahve tüketiminin riskli olabileceği fakat tavsiye edilen miktarlarda kahve tüketiminin (1-2 fincan) bu riske sebep olmayacağı bulunmuştur.
Tertipli ve düşük dozlarda kahve tüketiminin kalp sağlığı açısından yararlı olabileceği ve kalp aritmisine koruyucu özellikte olabileceği çalışmalarla gösterilmiştir.
Kısaca tertipli ve tolere edilebilir dozlarda kahve tüketimi olan bireylerde hipertansiyon ve aritmi riski yok denecek kadar azca; tertipli kahve tüketimi olmayan ve genetik yatkınlığı olan bireylerde ise bu durumun riskli olduğu, tolere edilebilecek dozların uzman kişiler tarafınca (hekim ve diyetisyen) belirlenmesi ve denetim edilmesi gerektiği gösterilmektedir.
Kanser
Çevresel faktörlerle beraber kalıtımsal yada bireye özgü etmenlerin etkileşimi sonucunda gelişmektedir. Kanser riskinin çevresel belirleyicilerinden kim bilir en önemlisi rejimdir.
Kahve tüketiminin kansere karşı koruyucu tesiri başta kahvenin antioksidan özelliği olmak suretiyle DNA hasar onarımında rol oynaması, bağışıklığı desteklemesi ve inflamasyonu azaltması ile ilişkilendirilmektedir. Fakat yukarda bahsettiğim öteki hastalıklarda olduğu şeklinde meydana getirilen çalışmalarda bazı çelişkiler mevcuttur. Kahvenin kansere karşı (bilhassa meme kanser, karaciğer kanseri ve pankreas kanseri) koruyucu özellikte olduğu çalışmalarının yanında kahve tüketiminin kansere karşı herhangi bir etkide bulunmadığını gösteren emekler da mevcuttur.
Osteoporoz
Kemik erimesi olarak da malum osteoporoz ile kahve tüketiminin ilişkisini sizlere şu şekilde açıklayabilirim; Son zamanlarda meydana getirilen emekler yüksek oranda kahve tüketiminin riskli bireylerde kemik yitirilmesine, düşük kemik yoğunluğuna yol açabileceğini gösterirken, bazı emekler günlük 120ml kahve tüketen bireylerin tüketmeyenlere gore kemik mineral yoğunluklarının pozitif yönde etkilendiğini göstermiştir.
Diyabet
Meydana getirilen emekler kahve tüketimi ve diyabet (bilhassa tip2 diyabet) içinde ters bir ilişki bulunduğunu göstermiştir. Klorojenik asit şeklinde kahvenin ihtiva ettiği antioksidan özellikteki bileşikler yardımıyla glikoz metabolizması ve insülin duyarlılığı gelişmiştir. Tertipli kahve tüketimi olan bireylerde tip2 diyabet gelişme riski oldukça düşük bulunmuştur.
Depresyon
Hem de kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinden kabul edilen depresyonun görülme riski tertipli kahve tüketen bireylerde düşük bulunmuştur. Günde >4 fincan kahve tüketen bireylerde ise bu düşük riskin daha da azaldığı gösterilmiştir.
Görüldüğü suretiyle vatanımızda yaygın olarak tüketilen filtre kahvenin hastalıklarla ve insan sağlığı ile ilişkisi tam anlamıyla netlik kazanamamıştır. Kahvenin sizlere bahsettiğim tesirleri genel olarak kafein ve fenolik bileşikler şeklinde filtre kahvenin de içinde olan bileşenler olduğundan filtre kahve diye spesifikleştirmek yerine kahve şeklinde belirttim. İncelediğim bir çok emek verme da kahve ve içindeki kafein miktarı ve etkisinden yola çıkmış zira. Kahve tüketiminin insan sağlığı üstüne tesiri, araştırma mevzusu olmaya devam etmelidir. Bahsi geçen emekler kuru kahve değil sıvı haliyle değerlendirilmiştir. Kahvenin, vücutta tam olarak hangi maddelerinin ne oranda kullanıldığı bilinmemektedir. Kim bilir sual işaretlerinden bazılarının sebebi budur.
Peki biz şimdi günde kaç fincan kahve içelim? Diye bir sual sormuş olacaktır olursanız araştırmalarım sonucu ve bilgilerim dahilinde; sıhhatli bir bireyseniz ve ailenizde herhangi bir kardiyovasküler hastalık, hipertansiyon vb. hastalıklar yoksa 1-2 fincan kahve tüketiminin yararlı olacağını söyleyebilirim. Öteki durumlar için hekim ve diyetisyen takibinde bir tavsiye oluşturulmalıdır.
Diyetisyen Pırıl Çokkeser