Yeni doğacak bebeklere isim aramak hem uzun hem de oldukça dikkat ile gerçekleştirilmesi ihtiyaç duyulan bir süreçtir. En doğru ismi bulmak, o ismi sevmek ve çocuğunuzun yaşamını aynı isim ile geçireceğini bilerek tüm bu süreci tamamlamak. Çiftlerin bazılar büyüklerinin isimlerini bebeklerine verirken bazı çiftler ise yeni doğacak  bebeklere kulağa hoş gelen adlar takmak için aramalar yapar. Bebeklerine isim arayanlar için kulağa hoş gelen erkek bebek isimlerini derledik.

Kulağa hoş gelen erkek bebek isimleri

Bebeğinizin doğum süreci yaklaştı ve hala isim bulamadıysanız, bir büyüğünüzün adını vermeden ilkin bir de bu listeye bakın deriz. Birbirinden hususi, güzel ve kulağa hoş gelen erkek isimlerinden birini seçerek ve anlamını da araştırarak çocuğunuza hem hususi hem de güzel bir isim verebilirsiniz. İşte erkek bebeklere verebileceğiniz hususi, güzel ve kulağa hoş gelen adlar ve anlamları:

A harfi ile erkek isimleri

  • Abay: 1. Beceri. 2. Seziş, anlayış. 3. Büyük erkek kardeş.
  • Abbas: 1. Aslan. 2. Sert, çatık kaşlı kimse.
  • Abdi: Kullukla, kölelikle ilgili.
  • Abdullah: Tanrı’nın kulu.
  • Abdülaziz: En yüce, en kıymetli olan Tanrı’ın kulu.
  • Abdülkadir: Kudretli ve kuvvetli olan Tanrı’nın kulu.
  • Abdülmelik: Evrene hükümdar olan Tanrı’nın kulu
  • Abid: İbadet eden, tapan kul.
  • Abidin: İbadet eden, tapan kullar.
  • Acar: 1. Güçlü, kuvvetli, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, yürekli, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sempatik yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, parlak zeka. 10. Hovarda. 11. Bir çeşit zehirli ot.
  • Acun: 1. Dünya. 2. Varlık.
  • Adar: 1. Erginlik, olgunluk. 2. Süre, süre. 3. Dost, yandaş, omuzdaş, yandaş. 4. Mart ayı.
  • Adem: 1. Dinî inançlara nazaran ilk yaratılan insan ve ilk peygamber. 2. İnsan, insanoğlu. 3. İnsanda bulunması ihtiyaç duyulan pozitif yönde özelliklere haiz olan kimse.
  • Adil: 1. Doğruluktan ayrılmayan kimse. 2. Adaletli. 3. Hakka uygun, haklı.
  • Adin: 1. Aden. 2. Kur’ân-ı Kerîm’de Tanrı’ın sıfatı olarak Ihlas Sûresi’nde geçer. Bir, tek, fert, şahıs, kimse anlama gelir.
  • Adnan: Bir yere yerleşip ikamet eden, mukim.
  • Affan: İradesiyle fena şeylerden kaçınan kimse.
  • Afil: 1. Uful eden, gurub eden, batan (güneş, yıldız). 2. Görünmez olan, kaybolan.
  • Afşar: 1. Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. 2. Acele iş gören, çevik, atılgan. 3. Uyumlu, yumuşak başlı. 4. Bir şeyin zıddı, aksi.
  • Afşin: Zırh. Tabanca.
  • Agâh: Bilen, bilgili, haberli, uyanık.
  • Agir: Ateş.
  • Ahad: 1. Bir, şahıs, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar.
  • Ahi: 1. Dost, dost. 2. Erkek kardeş. 3. Ahilik ocağından olan kimse. 4. Eli açık, eliaçık.
  • Ahlas: 1. Saf, halis, karışımsız. 2. İyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur’anî ıstılahta, Tanrı’a halis olarak yönelip ihlaslılıkta ileri bir dereceye varmış kul.
  • Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.
  • Ahter: 1. Yıldız. 2. Şans, talih, uğur.
  • Akad: Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse.
  • Akal: 1. Akmak ve almak fillerinin komut biçimlerinin yan yana gelmesiyle oluşmuş bir ad.2. Beyaz anlamındaki ak ile kırmızı anlamındaki al sözlerinden oluşmuş bir ad.
  • Akalp: Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.
  • Akan: 1. Bir yerden bir yere doğru akan, giden. 2. Çeşme, pınar.
  • Akarsel: Akan sel.
  • Akay: Parıltılı ay, ışıklı ay.
  • Akbaran: Yağmur.
  • Akbora: Çoğu zaman arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına şeklinde olan temiz ve dürüst kimse.
  • Akdemir: Dövme demir.
  • Akdeniz: Kuzeyde Avrupa, doğuda Asya, güneyde Afrika ile kuşatılan deniz.
  • Akel: 1. Doğru, dürüst işler meydana getiren kimse.2. Eli uğurlu olan kimse.
  • Akgiray: Dürüst han yada prens.
  • Akın: 1. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul şeklinde amaçlarla toplu olarak meydana getirilen baskın. 2. Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
  • Akınalp: Akın meydana getiren yiğit.
  • Akif: İbadet eden, ibadetle uğraşan şahıs.
  • Akmeriç: Meriç nehri şeklinde saf ve temiz olan.
  • Aköz: Aslı temiz, doğru olan kimse.
  • Akpolat: Çelik şeklinde güçlü ve sert olan.
  • Aksel: “Sel şeklinde ak” anlamında kullanılan bir ad.
  • Aksoy: Temiz, tanınmış soydan gelen kimse.
  • Aktaç: Beyaz taç.
  • Aktan: Parlak, aydınlık sabah.
  • Aktuğ: Beyaz tuğ.
  • Alaz: 1. Alev. 2. Ağaçsız, açıklık bölgeler. 3. Gösteriş, haşmet.
  • Algan: Alan, fetheden, fatih.
  • Algın: 1. Kuvvetli, iyi, güzel, sıcakkanlı, sempatik. 2. Sevdalı, âşık, vurgun. 3. Süratli akan su. 4. Sıska, zayıf.
  • Ali: 1. Yüce, yüce, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
  • Alican: Yüce, yüce dost.
  • Alim: Alim.
  • Alişan: Hepimiz tarafınca tanınan, meşhur.
  • Alp: 1. Yiğit, kahraman, yürekli, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
  • Alpar: Yiğit, kahraman, yürekli kimse.
  • Alpaslan: Alparslan. 1.Yiğit, yürekli, yürekli kimse.2. Büyük Selçuklu hükümdarı.
  • Alpay: Yürekli, yiğit kimse.
  • Alper: Yiğit, kahraman erkek.
  • Alperen: Yiğit, yürekli, yürekli kimse.
  • Alphan: Yiğit, yürekli, yürekli hükümdar.
  • Alptekin: Yiğit, yürekli, yürekli hükümdar.
  • Alptuğ: Yiğit, yürekli, yürekli, savaşçı kimse.
  • Altan: 1. Kızıl tan. 2. Hakan, sultan, padişah.
  • Altay: Yüksek dağ.
  • Altemur: Demirin korlaşmış kırmızı hali.
  • Altınöz: Soyu üstün nitelikli, kıymetli olan kimse.
  • Altuğ: Kırmızı tuğ.
  • Amaç: Erişilmek istenen netice, maksat, amaç, hedef.
  • Amil: 1. İsteyen, emeli olan. 2. Etken, etmen, sebep, unsur.
  • Amir: Bir işte komut verme yetkisi bulunan kimse.
  • Ammâr: Bir yeri bakımlı hale getiren.
  • Andaç: 1. Armağan.2. Evlat, nesil. 3. Ün, şöhret. 4. Eş, denk.
  • Anıl: 1. Amaç, erek. 2. Yavaş, ağır. 3. Hafıza, bellek. 4. “Adın daima anılsın” anlamında kullanılan bir ad.
  • Araf: İslam inancına nazaran aden ile cehennem içinde bir yer.
  • Aral: 1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.
  • Aran: 1. Kuytu, sıcak yer. 2. Yayla. 3. Düzlük, ova, kışlak. 4. Ilımlı, uyumlu, uygun.
  • Aras: 1. Kendisininmiş şeklinde haiz çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
  • Arcan: Aslı saf, temiz kimse.
  • Arda: 1. Hükümdar yada kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonrasında gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki mühim bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen fazlaca eski bir Türk adı.
  • Arden: 1. Sabırsız, istekli. 2. Bolluk, bolluk 3. Yüce makam.
  • Arel: Temiz, dürüst kimse.
  • Arem: Çölde bilgili şekilde birileri tarafınca konulmuş olan hedef, nişan.
  • Aren: Farsça:  Parlak renkteki kum tanesi. Hititçe:  Işık.
  • Argün: Temiz, aydınlık gün.
  • Arık: 1. Temiz, saf, duru.2. Zayıf, zayıf. 3. Su yolu, ark. 4. Dere, çay. 5. Fidan dikilen yer.
  • Arın: 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.
  • Arınç: 1. Temiz, saf, arı. 2. Sulh, refah.
  • Arif: Fazlaca anlayışlı ve sezgili kimse.
  • Arjen: 1. Volkan alevi. 2. Atılgan enerjik ve akıllı olan kimse.
  • Arkan: 1. Temiz, arı kandan gelen. 2. Üstün, galip.
  • Arkut: Temiz, uğurlu, kutlu.
  • Armağan: 1. Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, armağan. 2. Ödül. 3. Bağış, kayra.
  • Arman: 1. Dürüst, doğru, güvenilir kimse. 2. İstek. 3. Hasret.
  • Arslan: 1.Kedigillerden, Afrika’da ve Asya’da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160 santimetre, kuyruğu 70 santimetre ve ucu püsküllü, fazlaca koyu sarı renkli kuvvetli bir memeli türü. 2. Gürbüz, yiğit adam.
  • Artuç: Ucu sivri bir demirle donanmış, uzunca çubuk şeklinde, mızrak türünden eski bir tabanca.
  • Artun: Gururlu, kendine itimatı olan kimse.
  • Asım: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
  • Asil: Asil.
  • Aşir: 1. Bir dinî merasim esnasında yada cemaatle namaz kılınıp yakarma edildikten sonrasında okunan Kur’an ayetleri. 2. On sayısı. 3. On gün.
  • Aşkın: 1. Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş.2. Benzerlerinden üstün.3. Fazlaca, fazla.
  • Ata: Türkçe:  1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri. 3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri. Arapça:  Bağış, kayra.
  • Ataberk: Şehzade eğitmeni, devlet yetkilisi.
  • Atabey: Selçuklularda şehzadelerin eğitimiyle görevli kimse, lala.
  • Atacan: “Sevgili baba” anlamında kullanılan bir ad.
  • Atakan: Hükümdar olan ata.
  • Atalay: Meşhur, namlı, şöhretli kimse.
  • Ataman: Ata şahıs, başkan, önder.
  • Atasoy: Ataları şeklinde asil olan kimse.
  • Ataullah: Tanrı’ın bağışı, ihsanı.
  • Ateş: 1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık.2. Coşkunluk.
  • Atılgan: 1. Çekinip korkmadan kendini çekince yada güçlüklere atan kimse. 2. Girişken.
  • Atlas: Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş.
  • Attila: 1. Meşhur. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı.
  • Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan ayaz. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
  • Aybar: Heybetli, heybetli, görkemli.
  • Aybars: 1. Ay şeklinde güzel ve temiz pars. 2. Hun İmparatoru Attila’nın amcası.
  • Ayberk: Ey kuvvetli kimse anlamında kullanılan bir ad.
  • Aybora: “Ey fırtına şeklinde olan!” anlamında kullanılan bir ad.
  • Aydın: 1. Işıklı, pırıltılı, aydınlık. 2. Açık, kolay anlaşılır. 3. Öğrenimi, bilgisi ve görgüsü olan, ileri düşünceli kimse. 4. Ümit veren. 5. Mehtap.
  • Aydinç: Ay şeklinde dinç olan.
  • Aydoğan: Ay şeklinde doğan.
  • Aygün: Ay şeklinde güzel, Güneş şeklinde parlak olan.
  • Ayhan: “Ey hükümdar!” anlamında kullanılan bir ad.
  • Aykan: Parlak asil, soyu sopu temiz.
  • Aykut: Kutlu, uğurlu ay.
  • Aytaç: Ay şeklinde parlak taç takmış olan.
  • Aytek: Ay şeklinde tek, biricik, benzeri olmayan.
  • Aytekin: Ay şeklinde tek ve uğurlu olan.
  • Aytunç: Ay şeklinde parlak, tunç şeklinde dayanıklı olan.
  • Ayvaz: 1. Koca, eş. 2. Güzel, yakışıklı. 3. Saçsız, kel. 4. Sağır. 5. Kaba. 6. Osmanlılar zamanında büyük konaklarda mutfak işlerini gören uşak.
  • Azam: Büyük, fazlaca büyük.
  • Azer: 1. Ateş. 2. Hz. İbrahim’in babasının adı.
  • Azim: Emin, azmeden.
  • Aziz: 1. Ermiş, eren. 2. Sevgide üstün tutulan.
  • Azmi: 1. Azimli, kesin.2. Sözünde duran.
  • Azrak: Azca bulunur, ender.

B harfi ile erkek isimleri

  • Babür: Kaplan.
  • Bağdaş: Yakın dost, dost.
  • Baha: Güzellik, zariflik, ar, parıltı
  • Bahadır: Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan yada yiğitlik gösteren kimse, batur.
  • Bahattin: Dinin güzelliği.
  • Bahri: 1. Denizle ilgili olan.2. Bir tür deniz ördeği.
  • Bahtiyar: Mutlu.
  • Kalımlı: 1. Devamlı.2. Bir şeyden artan miktar. 3. Diğeri.
  • Balaban: 1. İri, büyük.2. Şişman, gürbüz kimse.2. Atmaca, doğan vb. yırtıcı bir kuş.
  • Balaz: Ağaç, asma filizi, sürgün.
  • Balkan: 1. Sık ormanla kaplı dağ. 2. Yığın, küme. 3. Sazlık, bataklık.
  • Bangu: 1. Haykırış, bağırış. 2. Gök gürültüsü. 3. Yankı.
  • Baran: Yağmur.
  • Barbaros: Büyük Türk denizcisi, Barbaros Hayrettin Paşa’ya. (1467-1546) Avrupalılar tarafınca verilen ve “Kızıl sakal” anlamına gelen bir ad.
  • Barça: Hepsi, tamamı.
  • Barçın: Bir tür ipekli kumaş.
  • Barım: 1. Varlık, servet, zenginlik. 2. İktidar.
  • Barın: 1. Tüm, hep. 2. Güç, kuvvet. 3. Göğüs.
  • Sulh: 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Bu şekilde bir antlaşmadan sonrasında insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
  • Barkın: 1. Seyahat eden, yolcu, seyyah.2. Kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoymadığı yolcu.
  • Barlas: Kahraman, savaşçı.
  • Bars: Kedigillerden, çoğu zaman Asya ve Afrika’nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, kimi zaman de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan.
  • Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.
  • Basri: Görme ile ilgili olan.
  • Başar: “Bir işi istenilen şekilde bitir” anlamında kullanılan bir ad.
  • Başaran: 1. Başta gelen kimse. 2. Başarı göstermiş olan. 3. Yapmış olduğu işleri başarıyla sonuçlandıran kimse.
  • Batıkan: Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında.
  • Batın: Karın. Dönem.
  • Batır: Kahraman, yiğit, yürekli, bahadır.
  • Batıray: Kahraman, yiğit, yürekli, bahadır kimse.
  • Battal: 1. Yürekli, kahraman. 2. Pek büyük, iri.
  • Batu: Üstün gelen, gücü yeten, galip.
  • Batuğ: Üstün olan, yiğit, azca.
  • Batuhan: Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar.
  • Batur: Kahraman, yiğit, yürekli, bahadır.
  • Baturalp: Kahraman, yiğit, yürekli, bahadır kimse.
  • Bayar: Yüce, yüce, saygı duyulan, asil kimse.
  • Baybars: 1. Varlıklı ve korkusuz kimse.2. Bir tür kaplan.
  • Baybora: Fırtına.
  • Baycan: Varlıklı, zengin kimse.
  • Bayer: Varlıklı, zengin kimse.
  • Bayezid: 1. Yezit’in babası.2. Çeşitli dönemlerde yaşamış Osmanlı şehzadelerinin ortak adı.
  • Bayhan: Varlıklı ve zengin hükümdar.
  • Bayındır: Gelişip güzelleşmesi, yaşam şartlarının uygun duruma getirilmesi için üstünde çalışılmış olan, bakımlı.
  • Baykal: 1. Yabani at. 2. Deniz.
  • Baykan: Varlıklı bir soydan gelen kimse.
  • Baykara: Doğan cinsinden bir kuş türü.
  • Bayram: 1. Ulusal yada dinsel bakımdan önemi olan, kutlanan gün. 2. Luk, sevinç.
  • Bayru: Fazlaca eski zamanda var olmuş yada eskiden beri mevcud, kadim. Bayrı.
  • Baysal: 1. Rahat, dingin. 2. Gürültüsüz, rahat.
  • Baysan: Varlıklı ve tanınmış kimse.
  • Baytekin: Varlıklı prens, şehzade.
  • Bayülken: Yüce, yüksek, yüce varlıklı şahıs.
  • Bedir: Ayın on dördüncü gecesi, dolunay.
  • Bedirhan: Dolunay şeklinde güzel olan hükümdar.
  • Bedrettin: Dinin dolunayı.
  • Bedri: Dolunayla, ayın on dördü ile ilgili olan.
  • Beha: Nadir.
  • Behçet: Luk.
  • Behiç: Şen, güzel yüzlü kimse.
  • Behlül: 1. Fazlaca güldüren, nüktedan. 2. Hayırsever, iyi adam.
  • Behnan: 1. İyi huylu kimse.2. Güler yüzlü kimse.
  • Behram: 1. Merih yıldızı. 2. Eski İran dininde yolcuları korumakla görevli olduğuna inanılan melek.
  • Behzat: Soyu sopu temiz, doğuştan iyi, temiz kimse.
  • Beker: Kuvvetli, yiğit kimse.
  • Bekir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse.
  • Bektaş: 1. Akran, eş, yaşıt. 2. Eşit, denk.
  • Berat: 1. Nişan, aşama. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu’nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan yada imtiyaz verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.
  • Berge: İm, iz, yaratı.
  • Berin: 1. En yüksek, fazlaca yüce. 2. Asil.
  • Berkan: “İyice hatırla” anlamında kullanılan bir ad.
  • Berkant: Kuvvetli, bozulmaz yemin.
  • Berkay: Sağlam ve kuvvetli kimse.
  • Berke: Kamçı.
  • Berkin: Sağlam, kuvvetli, güçlü.
  • Berksan: Kuvvetli tanınan kimse.
  • Berzah: İnsanların ölümden sonrasında kıyamete kadar bekleyeceği yer.
  • Beşer: İnsan, insanoğlu.
  • Beşir: 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç.
  • Beyda: Sahra, çöl.
  • Beyhan: Sır saklamayan, aklındakini ve yüreğindekini derhal söyleyen.
  • Bilgehan: Bilgili hükümdar.
  • Alim: Bilimsel bir mevzuda derin bilgisi olan, âlim.
  • Bilhan: Fazlaca bilgili, fazlaca bilen.
  • Birant: Ant iç, yemin et anlamında kullanılan bir ad.
  • Birol: “Tek ol, biricik ol” anlamına kullanılan bir ad.
  • Birten: Hiç kimseye bağımlı olmayan.
  • Boğaç: 1. Boğan. 2. Boğaya benzeyen. 3. Dede Korkut hikâyelerinde geçen bir kahraman adı. Minik yaşta bir boğayı öldürmüş olduğu için bu ad verilmiştir.
  • Bora: Çoğu zaman arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.
  • Boran: 1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini.
  • Buğra: Erkek deve.
  • Buluş: İlk kez yeni bir şey yaratma, buluş.
  • Bulut: Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava vakalarıyla birbirinden ayrılan yığınlar.
  • Burak: Hz. Muhammed’in Miraç Gecesi’ndeki biniti.
  • Burç: 1. Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe yada fazlaca köşeli kale çıkıntısı. 2. Zodyak üstünde yer edinen on iki takımyıldıza verilen ortak ad. 3. Ökse otu.
  • Burhan: Kanıt, kanıt, kanıtlama.
  • Bülent: Yüksek, yüce, yüce.
  • Bünyamin: Yakup Peygamber’in en minik oğlunun adı.
  • Bürçe: Kurt yavrusu.

C harfi ile erkek isimleri

  • Cabbar: 1. Zorlayan, cebreden. 2. Kuvvet ve kudret sahibi (Tanrı.) 3. Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.
  • Cabir: Zorlayan, cebreden.
  • Cafer: 1. Minik akarsu. 2. Caferî mezhebinin kurucusu. 3. Hz. Ali’nin Mute Savaşı´nda ölen kardeşinin adı.
  • Cahit: Fazlaca çalışan, çaba gösteren kimse.
  • Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, aslı. 4. Gönül. 5. Fazlaca içten, sempatik, şirin kimse.
  • Canalp: Özünde yiğitlik, güçlülük olan kimse.
  • Canbek: Aslı pek, kuvvetli kişilikli kimse.
  • Canberk: Kuvvetli, sağlam kişilikli kimse.
  • Candar: 1. Canlı, diri. 2. Koruyucu, muhafız.
  • Candemir: Aslı kuvvetli, demir şeklinde sağlam ve kişilikli kimse.
  • Candoğan: Yaradılıştan samimi, dost olan kimse.
  • Caner: Fazlaca içten, sevilen, sempatik kimse.
  • Cankat: “Yaşama gücü ver, sevinç ve mutluluk saç” anlamında kullanılan bir ad.
  • Cankut: Kişinin mutluluğu, talihi, şansı, uğuru.
  • Canöz: Kişinin aslı.
  • Canpolat: Canı, aslı çelik şeklinde kuvvetli kimse.
  • Cantek: Samimi, içten hükümdar.
  • Cantekin: Samimi, içten hükümdar.
  • Carullah: 1. Tanrı’a komşu olan. 2. Mekke’ye gidip orada oturan kimse.
  • Cavit: Sonrasız, devamlı duracak olan, sonsuz, ebedî.
  • Cebrail: 1. İş yapabilen melek. 2. Tanrı’a en yakın olan dört melekten, peygamberlere emir ve vahiy getirmekle görevli olanı.
  • Celal: Yücelik, ululuk, kıymet.
  • Celâyir: Moğol ırkının büyük kollarından biri.
  • Celil: Fazlaca büyük, yüce.
  • Cem: 1. Hükümdar, şah. 2. İran mitolojisinde şarabı kabul eden. 3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.
  • Cemal: 1. Yüz güzelliği, güzellik. 2. Güzel yüz.
  • Cemil: 1. Güzel. 2. Tanrı’ın sıfatlarından biri.
  • Cenan: Yürek, gönül.
  • Cenap: Onur, onur ve büyüklük.
  • Cengiz: 1. Kuvvetli, yılmaz, gözü pek kimse. 2. Tarihte Büyük Moğol İmparatorluğu´nu kuran Türk hükümdarı.
  • Cengizhan: Kuvvetli hükümdar.
  • Cenk: Harp.
  • Yürekli: Yürekli, korkusuz, yiğit.
  • Cevahir: 1. Cevherler, elmaslar, kıymetli taşlar. 2. Özler, mayalar.
  • Cevher: 1. Bir şeyin esası, öz, maya. 2. Güç, enerji. 3. Kıymetli süs taşı, mücevher.
  • Ceyhan: Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde, uzunluğu 576 km. olan bir dere.
  • Ceyhun: Tevrat’a nazaran cennetin dört nehrinden biri.
  • Ceza: Karşılık, karşılık, ivaz.
  • Cezmi: Kati kabul eden, kesin kimse.
  • Cihan: 1. Evren, âlem. 2. Dünya.
  • Cihangir: Dünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse.
  • Cihanşah: Dünyanın şahı, hükümdarı.
  • Cihat: Din uğrunda düşmanla savaşma.
  • Civan: Taze, genç delikanlı.
  • Coşkun: Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse.
  • Cudi: Eli açık, eli açık.
  • Cura: 1. Dost, dost, sevgili. 2. Güzel, uyumlu ses. 3. Küçücük, çelimsiz. 4. Minik zurna. 5. Atmaca, doğan.
  • Cuma: 1. Toplanma. 2. Perşembeden sonrasında gelen gün.
  • Cumali: Kıymetli, yüce bir şekilde bir araya getirilmiş olan.
  • Cumhur: Topluluk, kalabalık, halk.
  • Cüneyt: 1. Minik asker, askercik. 2. Beylikler döneminde Aydınoğulları soyunun son olarak temsilcisi olan beyin adı.

Ç harfi ile erkek isimleri

  • Çaba: Herhangi bir işi yapmak için harcanan güç, sıkıntılı, devamlı emek harcama.
  • Çağ: 1. Dönem, mevsim, süre. 2. Yaş. 3. Yüzyıl, yüzyıl. 4. Çağlayan.
  • Çağan: 1. Bayram. 2. Kalınca ve güçlü deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
  • Çağatay: 1. Yavru at, tay.2. Cengiz Hanın oğlu.
  • Uygar: 1. Aynı çağda yaşayan. 2. Bulunulan dönemin koşullarına uygun olan. 3. Yaşıt.
  • Son zamanların: Yıldırım, şimşek.
  • Çağkan: Canlı, dinamik, çalışkan kimse.
  • Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.
  • Çağlayan: Minik bir akarsuyun, devasa yükseklikte olmayan bir yerden dökülüp akmış olduğu yer.
  • Çağman: Son zamanların insanı.
  • Davet: 1. Birini çağırma, çağrı. 2. Doğan, çakır kuşu. 3. Aşama, unvan, san.
  • Çakar: 1. Kıvılcım. 2. Şimşek. 3. Yaman, görmüş geçirmiş kimse.
  • Çakıl: Minik yada orta boyda taş parçası.
  • Çakın: 1. Şimşek, kıvılcım. 2. Mavi gözlü.
  • Çakır: 1. Mavimsi, mavi benekli, gri göz rengi. 2. Bir doğan eşeysel. 3. Gönül, iç, can.
  • Çakırer: Yürekli, yiğit kimse.
  • Çapan: 1. Ceket. 2. Engelli, tehlikeli. 3. Düğün yemeği meydana getiren aşçı. 4. Alkış, el çırpma.
  • Çavlan: Büyük çağlayan.
  • Çelebi: 1. Görgülü, terbiyeli, olgun kimse. 2. Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen san. 3. Kayınbirader.
  • Çelem: Yiğit. Şalgam.
  • Çelen: 1. Yakışıklı delikanlı. 2. Tepelerin kar tutmayan kuytu yeri. 3. Açıkgöz, becerikli, kurnaz. 4. Evlerin haricinde bulunan saçak. 5. Akıllı.
  • Çelik: 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Fazlaca kuvvetli, güçlü. 3. Kısa kesilmiş dal.
  • Çeliker: Kuvvetli, güçlü kimse.
  • Çelikhan: Kuvvetli, güçlü hükümdar.
  • Çetin: 1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.
  • Çetinalp: Sert, inatçı yiğit.
  • Çetinel: Sert, inatçı kimse.
  • Çetiner: Sert, inatçı kimse.
  • Çetinöz: Sert, inatçı kimse.
  • Çetinsoy: Sert, inatçı bir soydan gelen kimse.
  • Çetinsu: Sert, inatçı kimse.
  • Çevik: Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
  • Çığ: 1. Dağdan yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi. 2. Sürü, kafile. 3. Fazlaca, sık, fazla.
  • Çığıl: 1. Çakıl ve taş yığını. 2. Kalabalık. 3. İri saman.
  • Çığır: 1. Çığın kar üstünde açmış olduğu yol. 2. İz. 3. Taşlı yol, patika. 4. Yenilikçi akım.
  • Çınar: 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalınca dallı, fazlaca uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.
  • Çıray: 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.
  • Çolpan: Çoban Yıldızı, Zühre, Venüs.

D harfi ile erkek isimleri

  • Dafi: 1. Defeden, gideren. 2. Savan, savuşturan, iten.
  • Dağ: Çevresindeki araziye nazaran devasa yükseklikte olan toprak, kaya
  • Dağhan: Eski Türklerde dağ Tanrısı.
  • Dağlı: Dağlık bölge halkından olan.
  • Dai: 1. Yakarış eden, duacı. 2. Çağrı eden, çağıran.
  • Dalan: 1. Şekil, biçim. 2. İnce, narin, zarif.
  • Dalay: Deniz.
  • Dalga: Deniz yada göl şeklinde geniş su yüzeylerinde çoğu zaman rüzgâr, zelzele vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket.
  • Dalyan: 1. Deniz, göl ve nehirlerde kıyılara yakın kurulan büyük balık avlama yeri. 2. Denizde yüzeye yakın yosunlu kaya. 3. Deniz kıyılarında ve denizin dibinde dalgalı şekilde görülen kum.
  • Dânâ: Bilen, bilgili, parlak zeka kimse.
  • Daniş: Data, bilme, biliş, ilim.
  • Danişment: Alim, bilgili.
  • Darcan: Telaşlı, sıkıntılı.
  • Daver: 1. Yargıcı, başat. 2. Adil padişah yada yönetici. 3. Yüce Tanrı.
  • Davut: 1. Sevgili, aziz.2. İsraillilerin, sesinin güzelliği ve şairliği ile tanınan hükümdar ve peygamberi.
  • Deha: 1. İnsan zekâsının ulaşabileceği en yüksek aşama. 2. Dâhi.
  • Delal: İnsana hoş, sempatik görünen hâl, naz, işve.
  • Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış bölgeleri fazlaca maden. 2. Kuvvetli, güçlü, sert kimse.
  • Demiralp: Kuvvetli, güçlü, sert, yiğit kimse.
  • Demircan: Kuvvetli, güçlü, sert kimse.
  • Demirel: Eli demir şeklinde kuvvetli olan.
  • Demirhan: Kuvvetli hükümdar.
  • Demirkan: Kuvvetli soydan gelen kimse.
  • Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su hacmi. 2. Fazlaca, bolca.
  • Denizhan: Eski Türklerde deniz Tanrısı.
  • Denktaş: 1. Akran, aynı yaşta bulunan kimse, yaşıt. 2. Haktan yana olan, adil.
  • Deren: Derleyen, toplayan.
  • Derin: 1. Fazlaca gelişmiş, fazlaca ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.
  • Derviş: 1. Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse. 2. Alçak gönüllü, hoşgörülü kimse.
  • Devran: Dünya.
  • Devrim: Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta yada toplumsal düzende ansızın olan niteliksel değişme.
  • Dikmen: 1. Koni biçiminde sivri tepe. 2. Dağların en yüksek yeri. 3. Yayla.
  • Dilâver: Yiğit, yürekli.
  • Dilmen: Dil bilen, güzel söz söyleyen.
  • Dinç: Gücü ve sıhhat durumu yerinde olan kimse.
  • Dinçer: Gücü ve sıhhat durumu yerinde olan kimse.
  • Diren: Toplayan.
  • Dirim: 1. Yaşama, yaşam. 2. Yaşama gücü.
  • Tabiat: 1. Mevcud her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fizyolojik dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
  • Doğaç: Sözü ansızın, düşünmeden, içine doğduğu şeklinde söyleme, irtical.
  • Doğan: 1. Doğan, dünyaya gelen. 2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş.
  • Doğanay: 1. Doğan, dünyaya gelen kimse 2. Ayın ilk günleri.
  • Doğangün: Doğan güneş şeklinde parlak olan.
  • Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.
  • Doğuhan: Doğuda bulunan hükümdar.
  • Doğukan: Doğudan olan kimse.
  • Doğuş: 1. Doğum, doğma. 2. Bir gök cisminin gözlem yerinin ufuk düzlemi üstünde görünmesi.
  • Dolunay: Ayın tüm olarak ve parlak görünmüş olduğu süreci.
  • Dora: 1. Dağ doruğu. 2. Bir şeyin üst kısmı, yukarısı, tepe. 3. En yüksek yer, uç.
  • Zirve: 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.
  • Dorukhan: Başarı göstermiş, üstün nitelikli hükümdar.
  • Duhan: 1. Kur’an-ı Kerim’de bir sure adı. 2. Duman.
  • Duran: 1. Yaşayan, varlığını sürdüren. 2. Dağ yolu. 3. Kalan. 4. Dingin, sakin, rahat.
  • Dursun: Fazlaca yaşasın, uzun ömürlü olsun anlamında kullanılan bir ad.
  • Durukan: Aslı temiz kimse.
  • Durul: “Berrak, saf duruma gel” anlamında kullanılan bir ad.
  • Durusel: Saf ve berrak akan sel.
  • Durusu: Sakin akan saf ve berrak su.
  • Dündar: 1. bk. Dindar2. T. Eski ordu düzeninde artçı birlik.
  • Dünya: Üstünde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü.

E harfi ile erkek isimleri

  • Ebed: Sonu olmayan süre, sonsuzluk.
  • Ebu: Baba, ata.
  • Ecebay: İleri gelen, saygı duyulan, varlıklı kimse.
  • Ecevit: 1. Çevik, çalışkan, açık fikirli. 2. Açıkgöz. 3. Sinirli.
  • Ecir: 1. Bir iş yada emek karşılığı verilen şey. 2. Sevap. 3. Aziz, sevgili.
  • Ecvet: En iyi olan.
  • Ede: 1. Ata, dede. 2. Büyük erkek kardeş. 3. Kendisine saygı gösterilen kimse.
  • Edhem: Karayağız at.
  • Edip: 1. Terbiyeli, saygılı, nazik kimse. 2. Edebiyatla uğraşan kimse.
  • Edis: Yüce, yüce, kıymetli kimse.
  • Ediz: Yüce, yüce, kıymetli kimse.
  • Efdal: 1. Fazlaca erdemli, fazlaca faziletli. 2. En iyi, üstün.
  • Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
  • Efehan: Yiğitlerin başı, yiğitlerin lideri, baş yiğit.
  • Efekan: Efe soyundan gelen kimse.
  • Efgan: Istırap ile haykırma, bağırıp çağırma.
  • Efken: Atıcı, yıkıcı.
  • Eflah: Tamamiyle kurtulan, en fazlaca talihe kavuşan.
  • Eflatun: Açık mor renk.
  • Efser: Taç.
  • Ege: 1. Bir evladı sakınan, işlerine bakan ve her hâlinden görevli olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Haiz.
  • Egemen: Emir ve yargı sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.
  • Ehad: 1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Tanrı’ın isimlerinden.
  • Ekber: 1. Daha büyük, fazlaca büyük, en büyük, pek büyük, azam. 2. Tanrı’ın sıfatlarındandır. 3. Kur’an-ı Kerim’de 23 yerde geçer.
  • Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
  • Ekmel: Eksiksiz, olgun, en uygun.
  • Ekrem: 1. Fazlaca eli açık, eli fazlaca açık. 2. Fazlaca onurlu.
  • Elçi: 1. Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse. 2. Bir uzlaşma sağlamak için birinin yanına gönderilen kimse. 3. Peygamber.
  • Elgin: Acayip, yabancı, gurbette yaşayan.
  • Elhan: Nağmeler, ezgiler.
  • Elvan: 1. Renkler, çeşitler. 2. Rengârenk.
  • Elyasa: Kur’an-ı Kerim’de adı geçen bir peygamber.
  • Emcet: Fazlaca şerefli, onurlu.
  • Emet: Son, netice.
  • Güvenli: 1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Kuşkusu olmayan.
  • Komut: 1. Emir, komut. 2. Bir kavim, aşiret yada ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
  • Emirhan: Bey.
  • Emrah: 1. Saz çalıp oynayan. 2. Erzurum’da doğan meşhur bir halk ozanı.
  • Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Dost
  • Emrullah: Tanrı’ın emri.
  • Enam: 1. Tüm mahlukat, yaratılmış her şey. 2. Halk, insanoğlu. Seyyidü’l-Enam:  Halkın ulusu Rasûlullah (s.a.s). 3. Kur’an-ı Kerim’in 6. Suresinin adı. 4. Bazı ayet ve duaları içeren yakarma kitabı.
  • Nadir: Fazlaca azca, fazlaca seyrek, azca bulunan.
  • Ener: En yiğit, en kahraman şahıs.
  • Enes: Asil Arap atı, küheylan.
  • Enfal: 1. Kur’an-ı Kerim’de bir surenin adı. 2. Düşmandan alınan mallar, ganimetler.
  • Engin: 1. Açık deniz. 2. Ucu bucağı görünmeyecek kadar fazlaca geniş. 3. İyi, güzel, temiz, sağlam.
  • Enginay: İyi, güzel, temiz, sağlam kimse.
  • Enginiz: İz bırakacak kadar kıymetli insan.
  • Enginsu: Açık deniz.
  • Ensar: Hz. Muhammed’e hicret zamanında yardım eden Medineliler.
  • Enver: Nurlu, fazlaca parlak, fazlaca güzel.
  • Eralp: Yiğit erkek.
  • Eray: Ayın hilal durumu, yeni ay.
  • Erbatur: Kahraman, yiğit, yürekli, bahadır kimse.
  • Erberk: Şimşek şeklinde yiğit.
  • Ercan: Yiğit, canlı, yürekli kimse.
  • Erce: 1. Er şeklinde, ere yakışır şekilde. 2. Erken, erken olarak.
  • Ercüment: Onurlu, şerefli, saygı duyulan kimse.
  • Erdal: Genç kimse.
  • Erdem: Ahlakın övdüğü iyilikçilik, acıma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk şeklinde niteliklerin genel adı, erdem.
  • Erdener: Temiz, dürüst kimse.
  • Erdi: 1. Amacına ulaşan, erişen. 2. Olgun. 3. Ermiş, veli.
  • Erdinç: Dinç, kuvvetli kimse.
  • Erdoğan: 1. Yiğit olarak doğan kimse 2. Erken doğan kimse.
  • Eren: 1. Erkek. 2. Muhteşem sezgileriyle bazı gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
  • Ergin: Olgunlaşmış, yetişmiş kimse.
  • Erginay: Olgunlaşmış, yetişmiş kimse.
  • Ergül: Yeni açan gül.
  • Erhan: Yiğit hükümdar.
  • Erim: 1.Bir şeyin erişebileceği uzaklık 2. Sevgi ve mutlu haber
  • Erin: Erginleşmiş kimse.
  • Erinç: Dirlik, rahat, refah.
  • Erk: 1. Bir işi yapabilme gücü, kudret. 2. İstediğini yaptırabilme gücü, nüfuz. 3. Naz. 4. Sevgi. 5. İçtenlik.
  • Erkan: Yiğit, erkek soydan gelen kimse.
  • Erke: 1. İş başarma gücü. 2. Nazlı, özgür büyütülmüş çocuk.
  • Erkin: Hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği şeklinde davranabilen, özgür.
  • Erman: Yiğit, kahraman, yürekli kimse.
  • Erol: “Yiğit ol, doğru ol” anlamında kullanılan bir ad.
  • Ersin: 1. “Amacına ulaşsın, kavuşsun” anlamında kullanılan bir ad. 2. “Sen yiğitsin, kahramansın” anlamında kullanılan bir ad.
  • Ertaç: Taç takınmış kimse.
  • Ertuğ: Savaşçı kimse.
  • Ertuğrul: Dürüst, doğru, yiğit kimse.
  • Eryiğit: Yiğit, korkusuz erkek.
  • Esat: Fazlaca mesut, fazlaca mutlu.
  • Esed: Aslan, gazanfer, yürekli.
  • Esen: Sıhhatli, sağlam, rahat.
  • Yapıt: 1. Soğuk. 2. Sert esen rüzgâr. 3. Emare, iz. 4. Ar. Yapıt.
  • Esvet: Siyah, kara.
  • Eşref: Fazlaca onurlu, fazlaca şerefli kimse.
  • Ethem: Edhem., Edhem. Karayağız
  • Eti: 1. Baba. 2. Minik kardeş.
  • Evfa: Daha vefalı, cana yakın, sözünde duran.
  • Evliya: 1. Erenler, ermişler. 2. Koruyanlar, himaye edenler. 3. Tanrı’a yakın olanlar.
  • Evran: 1. Fazlaca uzun boylu insan. 2. Kasırga, hortum. 3. Evren.
  • Evren: 1. Gök varlıklarının tümü, kâinat. 2. Ejder, ejderha. 3. Boylu boslu, yakışıklı. 4. Kahraman, yiğit. 5. Süre.
  • Evşen: Eve mutluluk ve şenlik getiren kimse.
  • Eymen: 1. Daha uğurlu, daha verimli. 2. Sağ tarafta olan.
  • Eyüp: 1. Fazlaca ıstırap çeken kimse.2. Kuran’da adı geçen ve “sabırlı insan” örneği olarak gösterilen peygamber.
  • Ezel: Başlangıcı, öncesi olmayan geçmiş süre, öncesizlik.

F harfi ile erkek isimleri

  • Fadıl: Fazıl.
  • Fahir: 1. Şanlı, şerefli, onurlu. 2. Övünen, iftihar eden. 3. Parlak, heybetli, güzel.
  • Fahrettin: Dinin övünç deposu.
  • Fahri: 1. Onurla ilgili, onursal. 2. Yalnız onur için verilen karşılıksız hizmet.
  • Faik: Tinsel yönden üstün olan, yüksek, yüce.
  • Falih: 1. Başarı göstermiş ve mutlu kimse. 2. Toprağı devam eden, eken kimse.
  • Faris: 1. Atlı, süvari. 2. İyi ata binen. 3. Anlayışlı, sevgili.
  • Faruk: 1. Haklıyı haksızdan ayıran, adaletli. 2. Keskin. 3. Hz. Ömer’in lakabı.
  • Fasih: Güzel, muntazam ve açık konuşan, konuşma kabiliyeti olan kimse.
  • Fatih: 1. Fetheden, zafer kazanan. 2. Açan, kapılar açan. 3. Osmanlı Padişahı II. Mehmet’in lakabı.
  • Fatin: Akıllı, akıllı, anlayışlı, kavrayışlı kimse.
  • Faysal: 1. Keskin kılıç. 2. Egemen. 3. Kati yargı, karar.
  • Fazıl: Erdemli.
  • Fazlı: Erdemli, üstün, iyiliksever.
  • Fazlullah: Tanrı’ın erdemi, üstünlüğü.
  • Fedai: 1. Yüksek bir ideal uğrunda her türlü tehlikeyi göze alan kimse. 2. Bir kimseyi yada bir yeri sakınan, muhafız.
  • Fehim: Anlayışlı, parlak zeka, akıllı kimse.
  • Fehmi: Anlayış, kavrayışla ilgili olan.
  • Felat: Susuz çöl.
  • Feramuş: Unutma, akıldan çıkma.
  • Feramuz: Kale muhafızı, koruyucusu.
  • Ferdal: Dalın tomurcuğu.
  • Ferdi: 1. Tek olan şey. 2. Fertle ilgili, bireysel.
  • Ferhan: 1. Neşeli, neşeli. 2. Memnun.
  • Ferhat: 1. Güçlüğü yenip bir yeri yakalayan. 2. Luk, sevinç. 3. Ferhat ile Şirin efsanesindeki erkek kahramanın adı.
  • Feridun: 1. Eşi olmayan, tek. 2. İran’da Pişdâdiyan sülâlesinin hükümdarı (M.Ö. 750).
  • Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, benzeri olmayan, üstün.
  • Ferkan: Kuvvetli, saygı duyulan bir soydan gelen kimse.
  • Buyruk: 1. Emir, komut. 2. Tanrı buyruğu.
  • Ferruh: 1. Uğurlu, kutlu. 2. Aydınlık yüzlü.
  • Ferzan: Bilim ve hikmet.
  • Fetih edilmesi: Fethetme, alma ile ilgili olan.
  • Fetih: 1. Açma. 2. Alma, zaptetme.
  • Fettah: 1. Üstün gelmiş, zafer kazanmış. 2. Fetheden, açan. 3. Tanrı’ın adlarındandır.
  • Fevzi: Kurtuluş, zafer ve üstünlükle ilgili olan.
  • Feyezan: Taşma, taşkın, seylap.
  • Feyyaz: 1. Bolluk ve bolluk veren. 2. Tanrı.
  • Feyzullah: Tanrı’ın bereketi.
  • Uzay: Gök.
  • Fırat: 1. Asurca. Geniş akarsu. 2. Far. Geçit veren, üstünden geçmeye uygun. 3. Türkiye ve Suriye’nin doğu bölgelerini sulayan, Irak’ı aşan, Dicle ırmağıyla birleşerek Basra körfezine dökülen büyük dere.
  • Fikret: 1. Fikir, düşünce. 2. Zihin, akıl. 3. Kuruntu.
  • Fikri: Düşünülerek oluşturulan, fikirle ilgili.
  • Firuz: 1. Mutlu, neşeli, uğurlu. 2. Bahtlı, talihli.
  • Fuat: Gönül, kalp, yürek.
  • Furkan: 1. İyi ile fena, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur’an-ı Kerim.
  • Fuzuli: 1. Faziletli, erdemli. 2. Boşboğaz, gereksiz işlerle uğraşan. 3. XVI. yy.’da yaşamış en büyük Divan Edebiyatı şairlerinden biri.

G harfi ile  erkek isimleri

  • Gani: Varlıklı. Zengin.
  • Gaza: İslam dinini korumak yada yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı meydana getirilen mukaddes harp.
  • Gazanfer: 1. İri aslan. 2. Yiğit, yürekli, güçlü adam.
  • Gazi: 1. Düşmanla savaşan yada harp yapmış kimse. 2. Savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimse.
  • Gediz: 1. İçinde su birikmiş çukur. 2. Ege bölgesinde bir akarsu.
  • Gencal: Genç birisiyle evlen anlamında kullanılan bir ad.
  • Gencalp: Genç yiğit.
  • Gencay: Hilal, ayça.
  • Gencer: Gençer.
  • Genco: Genç sözcüğünden yapılmış bir ad.
  • Gençalp: Genç yiğit.
  • Gençay: Hilal, ayça.
  • Gençer: 1. Genç-er. 2. Toplantı, eğlenti.
  • Gerçek: 1. Doğru, dürüst. 2. Temel, başlıca, aslolan doğayı yansıtan.
  • Gevheri: 1. Mücevherle ilgili. 2. Kuyumcu.
  • Gıyas: 1. Yardım. 2. Destek kimse.
  • Giray: Eskiden Kırım hanlarının ve han ailesinden olan prenslerin kullandığı san.
  • Girgin: Beraberce fazlaca acele yakınlık kuran, her işe girişen, sokulgan.
  • Göğem: 1. Yeşile çalar mor renk. 2. Bir çeşit yabani ekşi erik. 3. Yapraklanmış ekin.
  • Gökay: Mavi gözlü kimse.
  • Göker: Fazlaca yiğit.
  • Gökbay: Mavi gözlü kimse.
  • Gökberk: Yeşil yaprak.
  • Gökcan: Mavi gözlü kimse.
  • Gökdeniz: Çakır gözlü kimse.
  • Gökhan: Eski Türklerde gök Tanrısı.
  • Gökmen: Sarı saçlı, mavi gözlü kimse.
  • Göksel: Gökle ilgili, semavi.
  • Göksu: 1. Gökten inen su.2. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların genel adı.
  • Göksun: “Yüksel, yücel” anlamında kullanılan bir ad.
  • Göktan: Şafak vakti.
  • Göktuğ: Savaşmayı seven kimse.
  • Göktunç: Sağlam karakterli olan kimse.
  • Gönen: 1. “Mutlu ol, refaha kavuş, rahat et, sevin” anlamında kullanılan bir ad.2. “Yavrum, kuzum” anlamında sevgi belirten sözcük. 3. Bolluk, bolluk.
  • Gönenç: Bolluk, rahatlık ve varlık içinde yaşama.
  • Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.
  • Güçhan: Kuvvetli hükümdar.
  • Kuvvetli: 1. Gücü fazlaca olan. 2. Etkili, mühim, nitelikli. 3. Şiddetli.
  • Gültekin: Güvenilir kimse.
  • Günalp: Güneş şeklinde aydınlım ve ışık saçan yiğit.
  • Günay: Cenup, güneş gören yer.
  • Günberk: 1. Fazlaca beyaz, temiz. 2. Ay ışığı
  • Güneri: Günün adamı, günün kişisi.
  • Cenup: 1. Dört ana yönden biri, Şimal Kutbu’na karşı olan. 2. Devamlı güneş alan yer.
  • Günkut: Günü kutlu ve mutlu geçen kimse.
  • Güntan: Tan vakti.
  • Güntekin: Güneş şeklinde ışık ve aydınlık saçan kimse.
  • Güral: Fazlaca kırmızı olan.
  • Güray: Etrafa çokça ışık ve aydınlık saçan.
  • Gürcan: Canlı, kuvvetli, güçlü kimse.
  • Gürdal: Soyu fazlaca geniş olan kimse.
  • Gürkan: Canlı, kanlı kimse.
  • Itimat: Korku, çekinme ve şüphe duymadan inanma ve bağlanma duygusu, luk, mutluluk.
  • Güvenç: 1. Güvenme duygusu. 2. Neşeli. 3. Dayanak, arka, yardım.

H harfi ile erkek isimleri

  • Habbab: Seven, sevgili, dost.
  • Hadit: 1. Keskin. 2. Demir, çelik. 3. Sert, kavi olan. 4. Acele kavrayışlı, öfkeli, hiddetli, titiz. 5. Hudut ve sınır komşusu.
  • Hafız: 1.Kur’an’ı bütünüyle ezbere bilen kimse. 2. Korumuş olan, saklayan.
  • Hafi: Gizli saklı, saklı.
  • Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için “hükümdarlar hükümdarı” anlamında kullanılan bir unvan. 2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
  • Yargıcı: Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üstünde anlaştıkları şahıs, yargıcı.
  • Haki: Yeşile çalan toprak rengi.
  • Hakim: 1. Bilge. 2. Her şeyi bilen (Tanrı).
  • Hakkı: Doğrulukla, hakla ve adaletle ilgili.
  • Haldun: Sonsuz olan, ebedî olan.
  • Halife: 1. Birinin yerine geçen kimse. 2. Hz. Muhammed’in vekili ve dünyadaki Müslümanların başı olan kimse.
  • Halil: Sadık, samimi, dost.
  • Halim: 1. Yumuşak huylu, sert olmayan. 2. Tanrı’ın adlarındandır.
  • Halis: 1. Karışık olmayan, saf, katışıksız. 2. İçten, samimi.
  • Halit: Devamlı, sonsuz, ebedî.
  • Haluk: İyi terbiye sahibi, iyi huylu, geçimli kimse.
  • Hamdi: Tanrı’ı övmeyle, Tanrı’a şükretmekle ilgili.
  • Hamdullah: Tanrı’ın övgüsü.
  • Hamit: 1. Övülmeye kıymet. 2. Tanrı’ın adlarındandır. 3. Hamdeden, şükreden.
  • Hamza: 1. Aslan, kuvvetli adam. 2. İslam tarihinde Hz. Muhammed’in amcası.
  • Han: 1. Eski Türklerde kağana bağlı yada kendi başına emir, ikinci derecede bir devlet başkanı. 2. Osmanlı Padişahlarının adlarının sonuna getirilen san.
  • Hanefi: Hanefi mezhebinden olan kimse.
  • Hanif: 1. İslam dinine sımsıkı bağlı olan kimse. 2. İslamiyetten ilkin tek Tanrı’ya inanan.
  • Harun: 1. Parlayan. 2. Hz. Musa’nın ağabeyi.
  • Hasan: 1. Güzel. 2. İyi ve hayırlı iş.
  • Haseki: Osmanlı Devleti’nde bir görevde eskimiş olanlara verilen unvan.
  • Haslet: İnsanın yaradılışındaki huyu, doğası.
  • Haşim: 1. Kıran, ezen, parçalayan. 2. Ekmek doğrayan.
  • Haşmet: 1. Büyüklük, görkem. 2. Kibarlık, nezaket. 3. Alçak gönüllülük.
  • Hatem: 1. Mühür. 2. Eli açık. 3. Son, son olarak, sonuncu.
  • Hatip: 1. Güzel, muntazam. 2. Bir topluluk karşısında etkili konuşan kimse. 3. Camide hutbe okuyan kimse.
  • Hattâb: Fazlaca güzel konuşan ve tembih eden.
  • Hayalî: 1. Hayal durumunda yada hayal ürünü olan, düşsel, imgesel. 2. Karagöz oynatan kimse, karagözcü.
  • Haydar: 1. Aslan. 2. Yürekli, yiğit kimse. 3. Hz.Ali’nin lakabı.
  • Hayrani: Hayranlık, şaşkınlık.
  • Hayrettin: Dinin hayırlısı.
  • Hayri: Hayır ve iyilikle ilgili, uğurlu ve kutlu.
  • Hazar: Sulh ve itimat.
  • Sindirim: Sindiren, sindirici kimse.
  • Hemdem: Beraber yaşayan, dost.
  • Hıfzı: 1. Gizleme, koruma ile ilgili. 2. Ezberleme, akılda tutma.
  • Hızır: Halk inanışlarına nazaran ölümsüzlüğe kavuşmuş olduğuna inanılan yüce kimse.
  • Hicabi: Utanmayla ilgili.
  • Hidayet: 1. Hak yolunu, doğru yolu gösterme. 2. Hak yolu, doğru yol.
  • Hikmet: 1. Bilgelik. 2. Niçin, gizli saklı niçin. 3. Tanrı’ın insanlarca anlaşılamayan amacı. 4. Özlü söz, vecize.
  • Hilmi: Yumuşak huylu, nazik, ince kimse.
  • Himmet: 1. Çaba, emek, çaba. 2. Yüksek irade. 3. Yardım, kayırma. 4. Mukaddes sayılan bir şahıs tarafınca meydana getirilen tesir.
  • Hira: Hz. Muhammed’in (S.A.V) peygamberlik görevini almış olduğu Suudi Arabistan’daki Hira Dağı.
  • Hişam: Haya eden, utanan.
  • Hud: 1. Büyüklük. 2. Fazlaca saygı. 3. Bir Peygamber ismi.
  • Hulûsi: 1. Saf halis, içi temiz. 2. İçten, candan.
  • Hurşid: Güneş.
  • Hüccet: 1. Seçkin âlimlere verilen san. 2. Kanıt, kanıt.
  • Hüdavendigâr: Hudavendigâr. 1. Amir, başat. 2. Osmanlı Padişahı I. Murat’ın sanı.
  • Hüdayi: Hudayi
  • Hümayun: 1. Kutlu, mukaddes. 2. Padişaha özgü, hükümdarla ilgili.
  • Hüsamettin: Dinin keskin kılıcı.
  • Hüseyin: Minik sevgili.
  • Hüsrev: Hükümdar, padişah.

I harfi ile erkek isimleri

  • Ildır: 1. Parıltı, parlayış. 2. Alacakaranlık. 3. Ege denizi kıyısında Karaburun Yarımadasının batısında arkeolojik özellikte bir köy.
  • Ildız: 1. Yıldız. 2. Gün dönümünden on gün önceki gün.
  • Ilgar: 1. Fazlaca acele, süratli. 2. Saldırı, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Hiddet.
  • Ilgaz: 1. Atın dört nala koşması. 2. Saldırı, akın.
  • Ilıcan: Sıcakkanlı kimse.
  • Ira: 1. Öz yapı, karakter. 2. Yüz, çehre, görünüş.
  • Irız: Yürekli, yiğit.
  • Işıker: Aydın, ileri görüşlü kimse.
  • Işıkhan: Aydın, ileri görüşlü hükümdar.
  • Işıltan: Sabahın ilk aydınlığı.
  • Işıman: Parlak, aydınlık yüzlü kimse.
  • Işıner: Yüzü ay şeklinde parlak kimse.
  • Işınkan: Yüzü ay şeklinde parlak bir soydan gelen kimse.
  • Işkın: Filiz, sürgün.

İ harfi ile erkek isimleri

  • İbrahim: İnananların, halkların babası.
  • İdris: 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen, ilk kez kıyafet dikip giydirilmiş olduğu için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılan İdris Peygamberin adı.
  • İhlas: 1. Temiz, doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, içtenlik, bağlılık.
  • İhsan: 1. İyilik etme, iyilik. 2. Bağış, affetme. 3. Bağışlanan şey.
  • İhvan: 1. Sadık, candan dostlar. 2. Bir tarikata mensup kişiler.
  • İkrime: Kerem sahibi, eli açık.
  • İlbay: Vali.
  • İlbey: Memleketin, ülkenin hükümdarı.
  • İlbilge: Ülkenin en bilge kişisi.
  • İldeniz: Ülkenin denizi.
  • İlham: 1. İçe, gönle doğma, esin. 2. İçe, gönle doğan şey. 3. Tanrı’ın Peygamberlerin yüreğine doğdurduğu Tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler.
  • İlhami: İçe, gönle doğan duygularla, düşüncelerle, esinle ilgili.
  • İlhan: 1. Hükümdar, imparator. 2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.
  • İlkay: Ayın hilal durumu, yeni ay.
  • İlker: İlk doğan erkek ufaklıklara verilen adlardan biri.
  • İlkut: Ülkenin kutlusu, mutlusu, uğurlusu.
  • İlkutlu: Ülkenin kutlusu, saygı duyulan kimsesi.
  • İltekin: Ülkenin tek ve benzeri olmayan insanı.
  • İlter: Yurdu sakınan, gözeten, yurtsever kimse.
  • İlyas: 1. Mukaddes kitaplarda adı geçen, yağmurlara hükmeden İsrail Peygamberi. 2. Mersin ağacı.
  • İmadettin: Dinin direği.
  • İmam: 1. En önde bulunan, önder. 2. Namazda kendisine uyulan kimse. 3. Müslümanlıkta mezhep kuran kimse. 4. Halife olan kimse.
  • İmer: Fazlaca varlıklı, zengin.
  • İnal: Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
  • İnan: Bir kimse yada şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve enerjisini sarsılmaz bir duygu ile benimseme, inanç.
  • İnanç: 1. Bir düşünceye gönülden bağlılık. 2. Tanrı’a, bir dine inanma, inanç. 3. Itimat ve inanma duygusu.
  • İnayetullah: Tanrı’ın lütfu, ihsanı.
  • İrfan: 1. Bilme, anlama. 2. Kültür, ekin. 3. Tasavvufta evrenin gizemini bilme gücü.
  • İsa: 1. Tanrı’ın yarlıgaması, mağfireti. 2. Dört büyük Peygamberden Hristiyanlığın kurucusu, doğumu Türkiye’de ve Batı’da takvim başlangıcı sayılan peygamber.
  • İshak: 1. Gülen. 2. Mukaddes kitaplarda adı geçen İbrani peygamberi.
  • İskender: 1. Padişah.2. M.Ö. 356-323 içinde yaşayan, Yunanistan, İran, Anadolu, Suriye ve Hindistan’ı yakalamış olan büyük kumandan.
  • İslam: 1. Hz. Muhammed´in yaymış olduğu din, Müslümanlık. 2. Müslüman dininden olan kimse, Müslüman.
  • İsmail: 1. Tanrı’yı işiten. 2. Mukaddes kitaplarda adı geçen, İbrahim Peygamberin oğlu olan İbrani peygamberi.
  • İsmet: 1. Masumluk, günahsızlık, temizlik. 2. Haramdan çekinme, namus.
  • İşcan: Çalışkan, becerikli, iş bilen.
  • İzgü: 1. İyi, güzel.2. Akıllı, adaletli.
  • İzzet: 1. Kıymet, kıymet. 2. Yücelik, ululuk. 3. Güç, kuvvet. 4. Saygı, ikram.

J harfi ile erkek isimleri

  • Jerfi: Derinlik. Derin deniz.

K harfi ile erkek isimleri

  • Kaan: Kağan. 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
  • Kabil: 1. Kabul eden, kabul edici. 2. Hz. Âdem’in oğlu.
  • Kadem: 1. Uğur. 2. Ayak.
  • Kadir: 1. Güçlü, kuvvetli, kudret sahibi. 2. Kıymet, onur, kıymet, onur.3. Tanrı’ın adlarındandır.
  • Kadri: Kıymet, kıymet, onurla ilgili.
  • Kağan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
  • Kahraman: 1. Yiğit, yürekli. 2. Bir olayın, serüvenin başlıca kişisi. 3. Sessiz, yumuşak kimse.
  • Kaim: 1. Birinin yerine geçen. 2. Bir işte sebat eden, direnen. 3. Ayakta duran.
  • Kalender: Gösterişsiz, mütevazı yaşamaktan yana olan alçak gönüllü kimse.
  • Kanat: 1. Kuşlarda ve böceklerde uçmayı elde eden organ. 2. Yan, taraf.
  • Kandemir: Kuvvetli soydan gelen kimse.
  • Kaner: Soyu yiğit olsn kimse.
  • Kansu: Soyu su şeklinde saf ve temiz olan.
  • Kaplan: Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan çevik ve yırtıcı hayvan.
  • Karaca: 1. Geyikgillerden, boynuzları minik ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
  • Karacabey: 1. Esmer bey. 2. Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk komutanı.
  • Karacan: Esmer kimse.
  • Karahan: Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.
  • Karan: 1. Kahraman, yürekli. 2. Karanlık.
  • Karanalp: Kara yağız, kahraman yiğit.
  • Karatay: Anadolu Selçuklu devlet adamı.
  • Karin: 1. Yakın. 2. Nail olan. 3. Hısım komşu. 4. Mabeynci.
  • Kartal: Kartalgillerden, fazlaca kuvvetli, iri, yırtıcı kuş.
  • Kartay: Yaşlı, pir.
  • Karun: Fazlaca varlıklı kimse.
  • Kasım: 1. Ayıran, bölen, bölme eden. 2. Kırıcı, ezici, ufaltıcı.
  • Kavi: Dayanıklı, kuvvetli, sıkıntılı olan.
  • Kaya: Büyük ve sert taş hacmi.
  • Kayahan: Kaya şeklinde kuvvetli hükümdar.
  • Kayatürk: Kaya şeklinde sert Türk.
  • Kayhan: Kayıhan.
  • Kayıhan: Kuvvetli hükümdar.
  • Kaynak: 1. Bir suyun çıkmış olduğu yer. 2. Sevinç, luk. 3. Eğlendirici, neşeli kimse.
  • Kayra: Büyük bir kimseden gelen iyilik, kayra.
  • Kayran: 1. Orman içindeki ağaçsız alan. 2. Kayan yer. 3. İnce çakıllı, kumlu toprak.
  • Kâzım: Öfkesini, hırsını yenebilen kimse.
  • Keleş: 1. Güzel, yakışıklı kimse. 2. Yiğit, yürekli, bahadır.
  • Kemal: 1. Data ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik. 2. En yüksek kıymet.
  • Kenan: 1. Vaat edilmiş ülke.2. Aden.3. Hazreti Yakup’un ülkesi, Filistin.
  • Kenter: Şehirli, kentli.
  • Kerami: 1. Cömertlere, eli açıklara özgü. 2. Soylular, ulular, şereflilerle ilgili.
  • Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
  • Keremşah: Eli açık, eli açık şah.
  • Kerim: 1. Eli açık, eli açık. 2. Yüce, büyük.
  • Keşşaf: Bilinmeyen fazlaca mühim bir şeyi keşfeden.
  • Kılıç: Uzun, düz yada eğri, ucu sivri, bir yada her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten tabanca.
  • Kılıçalp: Kılıç şeklinde keskin yiğit.
  • Kılıçhan: Kılıç şeklinde keskin hükümdar.
  • Kıraç: Bitek olmayan, verimsiz yada sulanmayan yer.
  • Kırca: 1. Dolu. 2. Küçük ve sert taneli kar. 3. Bora, rüzgârla karışık yağmur.
  • Kırdar: Ölçülü davranış, sakınganlık.
  • Kırhan: Yaşlı, ak sakallı hükümdar.
  • Kıvanç: Övünç, iftihar.
  • Kiram: 1. Soylular. 2. Eli açıklar, cömertler.
  • Kor: 1. İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür yada odun parçası. 2. Kırmızı. 3. Sıra, dizi, altın dizisi. 4. Dere.
  • Koralp: Alev ateş, canlı, hareketli yiğit.
  • Koray: Alev ateş, canlı, hareketli kimse.
  • Korcan: Alev ateş, canlı, hareketli kimse.
  • Korel: Alev ateş, canlı, hareketli kimse.
  • Korhan: Alev ateş, canlı, kuvvetli hükümdar.
  • Korkut: 1. Büyük dolu tanesi. 2. Cin, şeytan şeklinde hayalî yaratıklar. 3. Korkusuz, yavuz, heybetli.
  • Kortan: Alev ateş, canlı, hareketli kimse.
  • Kök: 1. Dar ve derin dere. 2. Gürbüz, sıhhatli. 3. Gök. 4. Aslolan, kök, köken
  • Köker: Köklü soydan gelen kimse.
  • Köksal: “Kökünü derinlemesine sal, soyun genişlesin” anlamında kullanılan bir ad.
  • Kubat: Kaba, şişman, biçimsiz.
  • Kubilay: Meşhur bir hükümdar.
  • Kuddusi: Mukaddes niteliklere ulaşmış olan kimse.
  • Kudret: 1. Güç, kuvvet. 2. Tanrı’ın gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Tanrı yapısı. 5. Kabiliyet
  • Kunt: Ağır, kalınca, dayanıklı ve sağlam.
  • Kurtuluş: Tehlikeli yada fena bir durumdan kurtulma.
  • Kutan: 1. Saban. 2. Saka kuşu.
  • Kutay: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. İpek, ipekli kumaş.
  • Kutlay: Kutlu, uğurlu ay.
  • Kutlu: Uğurlu, mukaddes, mutlu.
  • Şimal: 1. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, cenup karşıtı. 2. Bulunmuş olduğu noktaya nazaran kuzeyde kalan yer.
  • Kürşat: 1. Yiğit, alp.2. Göktürk prenslerinden birinin adı.

L harfi ile erkek isimleri

  • Laçin: 1. Yiğit adam. 2. Kartal. 3. Şahin. 4. Atmaca.
  • Lami: Parıldayan, parlak, parıltılı.
  • Lâtif: 1. Hoş, narin, şirin. 2. Yumuşak, nazik. 3. Tanrı adlarındandır
  • Lema: Parıltı, parlayış.
  • Lemi: Parlak, parıldayan.
  • Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse. 2. Osmanlı birliğinde ve kıyılarda vazife meydana getiren asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.
  • Önder: Önder, şef.
  • Lokman: Doğru ve adaletli davranan kimse.
  • Lut: 1. Ürdün ve İsrail arasındaki büyük bir gölün adı. 2. Hz. İbrahim’in yeğeni olan peygamberin adı.
  • Lütfi: 1. İyilik ve güzellikle ilgili. 2. İhsan, bağışla ilgili.
  • Lütfullah: Fazlaca övülmüş, methedilmiş.

M harfi ile erkek isimleri

  • Macit: Şan ve onur sahibi kimse.
  • Mahdum: Oğul.
  • Mahir: Hünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse.
  • Mahmur: 1. Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Uyku basmış göz, baygın göz.
  • Mahmut: Övülmüş, övülmeye kıymet.
  • Mahsun: Güçlendirilmiş, kuvvetli.
  • Mahzun: Mutsuz.
  • Malik: Bir şeye haiz, bir şeyi olan.
  • Malkoç: Kale muhafızı, koruyucu.
  • Manço: Manda yavrusu.
  • Mazhar: Bir şeyin ortaya çıkmış olduğu, görünmüş olduğu yer yada kimse. Bir iyiliğe erişmiş, erişen (kimse).
  • Mazlum: 1. Sessiz, sakin, yumuşak kimse. 2. Zulüm görmüş.
  • Mecit: 1. Büyük, yüce. 2. Şan ve onur sahibi. 3. Tanrının adlarındandır.
  • Mecnun: 1. Deli, deli, divane. 2. Çılgınca seven, tutkun.
  • Çağdaş: 1. Çağdaş. 2. Şehirli, kent halkından olan. 3. Terbiyeli, görgülü, kibar, ince.
  • Mehdi: Doğru yolu kabul eden, hidayete eren.
  • Mehmet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed’in (S.A.V) adlarından biri.
  • Melih: Güzel, şirin, sempatik.
  • Melik: 1. Hükümdar, hakan. 2. Tanrı adlarındandır.
  • Memun: Korkusuz, tehlikesiz, sağlam.
  • Mengü: Ölümsüz, sonsuz, ebedîleştirilmiş.
  • Mercan: 1. Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan. 2. Bu hayvanın iskeletinden elde edilmiş ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde. 3. Açık kırmızı renkte bir balık türü.
  • Merdan: Erkekler, yiğitler, mertler.
  • Meriç: Kuş iskeleti.
  • Merih: 1. Ateş rengi. 2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri.
  • Mert: 1. Erkek. 2. Aslı sözü doğru olan.
  • Mertel: Aslı sözü doğru kimse.
  • Mertol: “Sözünün eri ol, verdiğin sözü tut” anlamında kullanılan bir ad.
  • Mervan: 1. Üzüm Çubuğunu Bağladıkları Ağaç. 2. Emevilerin Mervan kolunun adı.
  • Mestan: 1. Savruk kimse. 2. Sarhoşlar.
  • Mete: Büyük Türk-Hun İmparatoru.
  • Metin: Sağlam, dayanıklı, kuvvetli.
  • Mikail: Dört büyük melekten rızkları bölüştürmekle görevli olanı.
  • Mir: Baş, amir, bey.
  • Miraç: 1. Yükselme, çıkma. 2. Hz. Muhammet’in göğe yükselmesi.
  • Mirkelam: Güzel, nazik konuşan kimse.
  • Mirza: 1. İranlılara özgü “beyzade” anlamında bir soyluluk sanı. 2. Bir yıldızın adı.
  • Mithat: Övme, methetme.
  • Muammer: Yaşam devam eden, yaşayan, yaşamış.
  • Muhammet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed’in adlarından biri.
  • Muharrem: 1. Haram kılınmış. 2. Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı.
  • Muhlis: 1. Katkısız, halis. 2. İçten, samimi, dost canlısı.
  • Muhsin: İyilikte, bağışta bulunan, kayra eden.
  • Muhtar: 1. Seçilmiş, seçkin. 2. Davranışlarında özgür olan, dilediğini meydana getiren. 3. Köy ya da mahalle işlerine bakmak için halkın seçtiği kimse.
  • Muktedir: Gücü yeten, kuvvetli, iktidarlı.
  • Murat: 1. İstek, arzu, arzu. 2. Amaç.
  • Musa: 1. Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi ve kanun koyucusu. 2. Bir vasiyeti yerine getirmekle görevli kimse.
  • Musap: Başına bir fenalık, yıkım gelmiş olan.
  • Muslih: İyileştiren, halleden, ıslah eden.
  • Mustafa: 1. Seçilmiş, seçkin. 2. Hz. Muhammed’in adlarından.
  • Mustafa: 1. Seçilmiş, seçkin. 2. Hz. Muhammed’in (S.A.V) adlarından.
  • Mutasım: Günahtan çekinen.
  • Mutlu: Mutluluğa ermiş olan, mesut.
  • Kutsal: 1. Verimli. 2. Uğurlu, hayırlı, kutlu.
  • Mücahit: Din uğruna savaşan, uğraşan, savaşçı.
  • Müjdat: Müjdeler, neşeli haberler.
  • Mükerrem: Saygıdeğer, sayılan, aziz.
  • Mülâyim: 1. Uygun. 2. Yumuşak huylu, sakin kimse.
  • Mümin: 1. Tanımış, inanç etmiş. 2. İslam dinine inanmış, Müslüman.
  • Mümtaz: 1. Ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. 2. Seçkin.
  • Müren: Irmak, dere, akarsu.
  • Mürsel: 1. Gönderilmiş, yollanmış. 2. Peygamber.
  • Mürselin: 1. Peygamberler. 2. Tanrı tarafınca insanların doğru yola çıkarılmaları için gönderilen elçiler.
  • Sevecen: 1. Sevecen, şefkatli.2. Acıyan.
  • Müşir: 1. Haber veren, bildiren. 2. Komut ve işaret eden.
  • Müştak: Özleyen, göreceği gelen, çok isteyen.
  • Müzahir: Yardım eden, destek.

N harfi ile erkek isimleri

  • Nabi: 1. Haberci, haber veren. 2. Yerden çıkıp fışkıran, kaynayan, akan. 3. Yüksek, yüce.
  • Naci: 1. Kurtulan, selamete kavuşan. 2. Cehennemden kurtulmuş, cennetlik.
  • Nadi: 1. Haykıran, çağıran. 2. Meclis, toplantı.
  • Nadim: Namlı, meşhur.
  • Ender: Seyrek, azca bulunur.
  • Nafi: 1. Yararlı, kârlı. 2. Tanrı adlarındandır.3. Yok eden, ortadan kaldıran, devam eden.
  • Nafiz: 1. Delip geçen. 2. İçe işleyen, giren. 3. Etkili, sözü geçen.
  • Nahit: 1. Zühre, Venüs gezegeni. 2. Ar. Ergenliğe erişmiş
  • Nail: Muradına eren, kazanmış, yakalamış.
  • Naim: 1. Bolluk, varlık içinde yaşayış. 2. Cennetin bir kısmı.
  • Naki: 1. Temiz, temiz. 2. Fazlaca ince, fazlaca güzel, arif.
  • Namık: Yazıcı, yazar, kâtip.
  • Nami: Meşhur, namlı, şöhretli.
  • Narter: Yürekli, yürekli kimse.
  • Nas: İnsanlar, halk, hepimiz.
  • Nasır: Destek, yardım eden.
  • Nasrettin: Dine yardımı dokunan kimse, destek.
  • Nasrullah: Tanrı’ın yardımı.
  • Nasuh: 1. Öğütçü, nasihat veren. 2. Temiz, saf.
  • Nasuhi: Bozulmaz şekilde tövbe eden.
  • Naşit: Şiir okuyan, şiir söyleyen, şiir yazan.
  • Nazım: 1. Düzenleyen, tanzim eden. 2. Manzum yazan.
  • Nazif: Temiz, temiz.
  • Nazmi: 1. Nazımla, sözle, şiirle ilgili. 2. Sıralı, tertipli.
  • Nebi: 1. Haberci. 2. Peygamber.
  • Nebil: 1. Yüksek nitelikli ve onurlu. 2. Akıllı, anlayışlı. 3. Bilgili ve erdemli.
  • Necat: Kurtuluş, kurtulma.
  • Necati: Kurtulmuş.
  • Necdet: Kahramanlık, yiğitlik, güçlü ve gözü pek olma.
  • Necmettin: 1. Dinin yıldızı. 2. Erkek adı.
  • Necmi: Yıldızlarla ilgili, yıldızlara ilişik.
  • Nedim: 1. Söyleşi arkadaşı. 2. Güzel öykü özetleyen, tatlı konuşan.
  • Nedret: Azlık, seyreklik, azca bulunma.
  • Nefi: Yararlı.
  • Nehar: Gündüz.
  • Nejat: 1. Soy, nesil. 2. Tabiat, yaradılış, yapı.
  • Nesimi: Yumuşak huylu.
  • Neşat: Luk, keyif, sevinç, şenlik.
  • Neşet: Meydana gelme, oluşma.
  • Nevfel: 1. Deniz. 2. Leyla ile Mecnun hikâyesindeki Mecnun’un adı.
  • Nevzat: Yeni doğan, yeni doğan çocuk.
  • Neyzen: Ney çalan kimse.
  • Nezih: 1. Temiz, lekesiz, masum. 2. Rahat ve refah veren.3. Güzel, kibar.
  • Nezir: 1. Kendini Tanrı’ya ve ibadete adayan. 2. Bir dilekte bulunan, adak adayan.
  • Nihat: Tabiat, alışkanlık, yaradılış.
  • Niyazi: Yalvaran, niyaz eden.
  • Düzen: 1. Kaide. 2. Seviye, düzenleme, sıra. 3. Kanun.
  • Nogay: 1. Köpek.2. Kafkasya’da yaşayan bir Türk kavmi.
  • Nova: Parlaklığı ansızın artan, patlamalı değişen yıldız.
  • Noyan: 1. Başkomutan. 2. Bey.
  • Nuh: 1. Ağlama.2. İnanışa nazaran, üçüncü peygamber olup tufanda tüm canlılardan birer çift alarak bir gemide kurtulmuştur.
  • Numan: 1. Kan. 2. Gelincik.
  • Nuralp: Parlak, ışıklı, aydınlık yiğit.
  • Nuri: Işıklı, aydınlık.
  • Nurkan: Temiz, aydınlık soydan gelen kimse.
  • Nüvit: Müjde, iyi haber.

O harfi ile erkek isimleri

  • Oben: O, benim anlamında kullanılan bir ad.
  • Obuz: Su deposu.
  • Odhan: Alev ateş hükümdar.
  • Oder: Ateş şeklinde canlı, coşkulu, hareketli kimse.
  • Oflaz: 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar.
  • Ogan: 1. Tanrı. 2. Kuvvetli, güçlü.
  • Ogün: Anımsanan, belirli bir günde doğan kimse.
  • Oğan: 1. Tanrı. 2. Kuvvetli, güçlü.
  • Oğul: 1. Erkek evlat. 2. Yavru. 3. Kovandan çıkan arı topluluğu.
  • Oğulcan: Fazlaca sevgili çocuk.
  • Oğur: 1. Uğur. 2. Samimi, içten dost. 3. Bir şey yapabilmek için ele geçen süre yada elverişli durum.
  • Oğuz: 1. Sağlam, gürbüz, kuvvetli delikanlı. 2. Temiz kalpli dost, iyi dost. 3. Kır adamı, köylü. 4. Saf, deneyimsiz kimse. 5. Türklerin en büyük boylarından birinin ve bu boydan olan kimselerin adı.
  • Oğuzhan: Kuvvetli, güçlü hükümdar.
  • Okan: Anlayışlı.
  • Okay: 1. Satürn gezegeni. 2. Beğenme.
  • Okbay: Ok atıcısı.
  • Okcan: Canlı, hareketli, canı sav.
  • Okdemir: Kuvvetli, güçlü kimse.
  • Oker: Süratli, canlı, hareketli kimse.
  • Oksal: Ok at anlamında kullanılan bir ad.
  • Oksu: Ok şeklinde kuvvetli ve su şeklinde temiz olan.
  • Oktar: Ok atan, okçu.
  • Oktay: Ok şeklinde kuvvetli olan benzeri olmayan kimse.
  • Olcay: 1. Baht, şans, talih. 2. Bahtlı, talihli.
  • Olcayto: Bahtlı, talihli, talihli.
  • Olgaç: Olgun, erişkin, iyi gelişmiş.
  • Olgun: Data, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş insan.
  • Omaç: Hedef, amaç, amaç.
  • Omay: 1. Seçkin, seçilmiş. 2. Özet, öz.
  • Onat: 1. İyi, güzel, muntazam. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay.5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı.
  • Onay: Uygun bulma, onaylama.
  • Ongu: 1. Gönül rahatlığı, mutluluk, sıhhat. 2. Bayındırlık, gelişmişlik.
  • Ongun: 1. Eksiksiz, tam. 2. Verimli, bolca. 3. Kutlu, uğurlu, beğenilen kimse. 4. Kurtulmuş, onmuş. 5. Gelişmiş, gürbüz. 6. Bayındır.
  • Onur: 1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kıymet, onur.
  • Onural: Şan ve onur kazan anlamında kullanılan bir ad.
  • Onuralp: Onuruyla tanınmış yiğit.
  • Onurhan: Onurlu hükümdar.
  • Oray: 1. Ateş şeklinde kızıl renkli ay. 2. Şehirli, şehirde yaşayan.
  • Orbey: Bekçi muhafız.
  • Orçun: Ardıllar, halefler.
  • Orun: 1. Hususi yer. 2. Mühim bir görevlinin çalmış olduğu yer, makam. 3. Gizli saklı, habersiz. 4. Davranış, yaradılış.
  • Orhan: Şehrin yöneticisi, hâkimi.
  • Orhun: Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.
  • Orkun: Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.
  • Orkut: Kutlu, uğurlu kent.
  • Ortaç: 1. Tepe. 2. Mirasçı. 3. Veliaht.
  • Ortan: Ateş renginde kızıl tan.
  • Otay: Ateş renginde ay.
  • Ortun: Ortanca kardeş.
  • Ortunç: Ateş renginde tunç.
  • Osman: 1. Bir tür kuş yada ejderha.2. Hz. Muhammet’in damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı.
  • Otay: Ateş renginde ay.
  • Oytun: 1. Mukaddes, kutsal. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.
  • Ozan: 1. Şiir yazan, ozan. 2. Halk şairi. 3. Nüktedan, güzel ve tatlı konuşan.
  • Ozgan: Öne geçen, kazanan, başarı göstermiş

Ö harfi ile erkek isimleri

  • Öcal: Meydana getirilen kötülüğün acısını çıkar, öcünü al anlamında kullanılan bir ad.
  • Ödül: 1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat. 2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan.
  • Unsur: 1. Fazlaca akıllı. 2. Yaşlı kimse. 3. Bir ulusun büyüğü, ileri geleni. 4. Doktor. 5. Ün, şöhret.
  • Öğet: 1. Beğenilen, aranılan, övülen.2. İyi, güzel.
  • Öğün: 1. Süre, zaman. 2. Kez, kere. 3. Önde, ileride olan.
  • Öğünç: Övünmeye neden olan, övünülecek şey.
  • Öğüş: Fazlaca, fazla.
  • Nasihat: Bir hiç kimseye yapması yada yapmaması ihtiyaç duyulan şeyler için söylenen söz.
  • Öker: Akıllı kimse.
  • Ökkeş: Erkek örümcek.
  • Ökmen: Akıllı, parlak zeka, bilgili kimse.
  • Öktem: 1. Kuvvetli. 2. Onurlu.
  • Ökten: 1. Akıllı, bilgili.2. Kahraman, yürekli.
  • Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, yaşam, canlılık. 2. İkinci halife.
  • Yaşam: Yaşama, yaşayış, yaşam.
  • Ömürcan: Uzun ömürlü.
  • Önal: Üstün gel, başta ol anlamında kullanılan bir ad.
  • Önay: Ocak ayında doğan.
  • Öncü: 1. Kılavuz, rehber. 2. Önder. 3. Yeni bir görüş ve akım başlatan kimse.
  • Önder: 1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.
  • Önel: Bir işin tamamlanması için verilen süre, vade, mühlet.
  • Önen: Hak, hakkaniyet.
  • Öner: Önde gelen, başta gelen kimse.
  • Öney: Önde olan, önde gelen, üstün.
  • Önol: Başta gel, önde ol anlamında kullanılan bir ad.
  • Örsan: Yüce adı olan.
  • Örsel: Sel şeklinde çağlayan kıymetli kimse.
  • Övgü: Birini ya da bir şeyi övmek için söylenen söz yada yazılan yazı.
  • Övül: Başarılarınla, iyi niteliklerinle kendini beğendir, övgü kazan anlamında kullanılan bir ad.
  • Övünç: Övünmeye neden olan, övünülecek şey.
  • Öymen: Evcimen, evine bağlı kimse.
  • Özal: Özünü al, gerçeğini al anlamında kullanılan bir ad.
  • Özalp: Özünde yiğit olan kimse.
  • Özay: Aslı ay şeklinde temiz, parlak, aydınlık olan kimse.
  • Özbay: Hakkaten varlıklı olan kimse.
  • Özbek: 1. Kuvvetli, yürekli, korkusuz kimse. 2. Orta Asya’da yaşayan bir Türk boyu ve bu boydan gelen kimse.
  • Özbey: Hakkaten bey olan kimse.
  • Özbilge: Hakkaten bilgili olan kimse.
  • Özcan: Hakkaten dost olan kimse.
  • Özdemir: Aslı demir şeklinde kuvvetli olan kimse.
  • Özden: 1. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili. 2.İçten, candan, samimi.
  • Özer: Yiğit, doğru kimse.
  • Itina: 1.Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba, itina, özen.
  • Özgü: 1. Mukaddes. 2. Bilhassa birine yada bir şeye ilişik olan
  • Emsalsiz: 1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. 2. Yalnız kendine özgü bir kalite taşıyan.
  • Özgür: 1. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız.
  • Özhan: Hükümdar soyundan gelen kimse.
  • Özkan: Temiz ve asil soydan gelen kimse.
  • Özmen: Aslı sağlam, iyi kişilikli kimse.
  • Öztan: Gerçek aydınlık.

P harfi ile erkek isimleri

  • Pakalın: Dürüst, doğru, iyi tanınmış kimse.
  • Paker: Temiz, dürüst, iyi kimse.
  • Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının şimal silsilelerini teşki eden sıra dağların adı.
  • Pars: Kedigillerden, çoğu zaman Asya ve Afrika’nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, kimi zaman de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter.
  • Paşa: Osmanlı Devleti zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan.
  • Payam: Badem.
  • Payidar: 1. Elit, rütbeli. 2. Kalıcı.
  • Payiz: Sonbahar, güz. Yaşlılık.
  • Pekcan: 1. Sağlam, dayanıklı, kuvvetli. 2. Acılara ve sıkıntılara karşı dayanıklı.
  • Peker: 1. Sert+er, sert erkek. 2. Kuvvetli kimse. 3. Gözüpek, yürekli yapılı.
  • Pekin: Üstünde şüphe duyulmayan, kesinlikle malum, kati.
  • Pertev: Işık, parlaklık.
  • Perver: Büyüten, yetiştiren, besleyen, sakınan, eğiten.
  • Peyami: 1. Fazlaca içten ve doğru kimse. 2. Data Veren, Toplayan. 3. Haberi olan, bilgili. 4. Haberle, data ile ilgili. 5. Haber veren.
  • Peyda: Belli, açık, peydah.
  • Peyman: Yemin, ant.
  • Pir: Herhangi bir mevzuda, bir meslekte tecrübe kazanmış, eskimiş kimse, guru.
  • Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
  • Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Şimal yönü.
  • Pusat: 1. Vasıta. 2. Tabanca, zırh vb. harp aracı.

R harfi ile erkek isimleri

  • Raci: 1. Yalvaran, rica eden. 2. Ümitli, ümit veren.
  • Rafet: Acıma, esirgeme, acıma etme.
  • Rahim: 1. Esirgeyen, acıyan, sakınan, merhametli. 2. Tanrı´nın adlarından.
  • Rahman: 1. Fark gözetmeksizin tüm canlılara acıma eden, sakınan. 2. Tanrı’nın adlarından.
  • Raki: Namazda eğilen, rüku’ eden.
  • Ramazan: 1. Arabi ayların dokuzuncusu, oruç tutulan ay. 2. Bu ayda doğanlara verilen ad.
  • Rami: Ok, mermi vb. atan, kimse.
  • Ramiz: 1. Akıllı, parlak zeka. 2. İşaretlerle, simgelerle gösteren.
  • Rasih: 1. Köklü, kök salan 2. Bilgisi fazlaca geniş olan.
  • Rasim: Fotoğraf meydana getiren, çizgi çizen kimse.
  • Raşit: Akıllı, doğru yola giden.
  • Rauf: 1. Esirgeyen, acıyan, fazlaca merhametli. 2. Tanrı adlarından.
  • Recai: İsteyen, rica eden, yalvaran.
  • Recep: 1. Heybetli, heybetli. 2. Arabi ayların yedincisi ve mukaddes sayılan üç aylardan birincisi.
  • Refik: 1. Dost, yoldaş. 2. Koca, eş. 3. Destek.
  • Kurtulma: 1. Kurtulma, kurtuluş. 2. Ar. Bolluk, genişlik, varlık.
  • Reis: Baş, başkan.
  • Remzi: İşaretle, simgeyle ilgili, simgeli, simgesel.
  • Renas: Yol bilen.
  • Resul: 1. Elçi. 2. Peygamber.
  • Reşat: Doğru yolda adım atma, Hak yolunda ilerleme.
  • Reva: Yakışır, yerinde, uygun.
  • Revan: Kız:  1. Yürüyen, giden, akan. 2. Ruh, can. Erkek:  1. Doğru yolu tutan. 2. İyi hareket eden, akıllı. 3. Ergin.
  • Rezzak: Abdürrezzak adının kısaltılmış biçimi.
  • Rıdvan: 1. Razı olma, hoşnutluk, sevinç. 2. Cennetin kapıcısı olan büyük melek.
  • Rıfat: Yükseklik, yücelik, büyüklük.
  • Rıfkı: Yumuşak huylu, yavaş, ağır kimse.
  • Rıza: Hoşnutluk, sevinç.
  • Ruhi: Ruhsal, ruhla ilgili.
  • Rüçhan: 1. Üstünlük, üstün olma. 2. Üstün tutma.
  • Rüstem: 1. Yiğit, kahraman. 2. İran’ın efsanevi meşhur pehlivanı ve savaşçısı.
  • Rüştü: 1. Doğru yolda olan kimse. 2. Akıllı, ergin.
  • Rüzgar: 1. Süre, devir. 2. Dünya. 3. Yel.

S harfi ile erkek isimleri

  • Saadettin: 1. Dinin mutluluğu. 2. Dini uğurlu, kutlu kılan.
  • Sabahattin: Dinin güzelliği.
  • Sabri: Sabırlı, sabreden.
  • Sacit: Secde eden, alnını yere koyan.
  • Sadık: İçten bağlı, doğru, gerçek dost.
  • Sadri: Göğüsle ilgili, göğse ilişik.
  • Sadullah: Tanrının kutlu, talihli kıldığı kimse.
  • Sadun: Kutsal, kutlu, uğurlu.
  • Safa: 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, sevinç.
  • Saffet: Saflık, temizlik, arılık.
  • Sahir: 1. Geceleri uyumayan, uykusuz. 2. Büyücü.
  • Saim: Oruç tutan, oruçlu.
  • Sakıp: 1. Parlak, ışıklı. 2. Delen, delik açan.
  • Sakman: 1. Uyanık, akıllı kimse. 2. Sessiz, sakin kimse.
  • Salah: 1. Düzelme, iyileşme, iyilik. 2. Sulh. 3. Dine olan bağlılık.
  • Saldıray: Düşmanı iyi gözle ve derhal saldır.
  • Salih: 1. Elverişli, iyi, uygun, yakışır. 2. Yetkisi, hakkı olan. 3. Dinin buyruklarına uygun harekette bulunan.
  • Salim: 1. Sağ, salim, sıhhatli. 2. Eksiksiz, kusursuz. 3. Korkusuz, güvenli.
  • Salman: Başıboş, özgür, özgür.
  • Samet: 1. Oldukça yüksek, yüce. 2. Hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan anlamında Tanrı adı.
  • Sami: Yüksek, yüce.
  • Samih: Eli açık, eli açık.
  • Samim: Öz, aslolan, iç, gönül.
  • Sanay: Ay şeklinde güzel, ayı anımsatacak kadar güzel.
  • Sancak: Alay bayrağı.
  • Sancar: 1. Kısa kama. 2. Saplayan, batıran, yenen.
  • Saner: Meşhur, tanınmış kimse.
  • Sargın: 1. Candan, içten, yürekten. 2. Çekici, çekici. 3. Kapalı, puslu hava. 4. İstekli, istekli.
  • Sarp: 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.
  • Sarper: Sert, kuvvetli erkek.
  • Harp: 1. Silahlı çatışma. 2. Uğraşma, kavga, savaşım.
  • Elit: Saygı gören, sayılan, hatırlı.
  • Seçen: İyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayıran kimse.
  • Seçkin: Benzerleri içinde niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.
  • Sedat: 1. Doğruluk, hatasızlık. 2. Doğru ve haklı şey.
  • Sefa: 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, sevinç.
  • Sefer: 1. Seyahat. 2. Harp.
  • Selahattin: Dinine bağlı kimse.
  • Selâmi: İyilik, sulh ve rahatça ilgili.
  • Selçuk: Güzel konuşma kabiliyeti olan, uz dilli.
  • Selek: 1. Eli açık, eli açık. 2. Düzensiz, savruk.
  • Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
  • Selman: Sulh içinde bulunma, refah, erinç.
  • Semi: İşiten, işitme kuvveti olan.
  • Semih: Eli açık, eli açık.
  • Semin: Fazlaca kıymetli.
  • Serbay: Önder, önder, başta gelen.
  • Sercan: Sevgili, sevilen.
  • Serçin: 1. Seçme, seçkin olan. 2. Mekiğin parçalarından her biri.
  • Serdar: Askerin başı, kumandan, komutan.
  • Sergen: 1. Raf. 2. Vitrin. 3. Tepelerdeki düzlük bölgeler. 4. Bitkin, perişan.
  • Serhan: Baş kağan, baş hükümdar.
  • Serhat: Sınır, hudut.
  • Serkan: Asil bir soydan gelen kimse.
  • Serkut: Mutlu, talihli, kutlu insan.
  • Sertaç: Baş tacı, fazlaca sevilen, sayılan kimse.
  • Sertuğ: Padişahların ve vezirlerin başlarına taktıkları başlıkların ön tarafında bulunan tüy yada püskül biçimindeki süs.
  • Server: Baş, başkan, reis, yüce.
  • Servet: Zenginlik, varlık.
  • Settar: 1. Örten. 2. Ayıplan örten, bağışlayan anlamında Tanrı adı.
  • Seva: Birlikte olma. Beraberlik. Denk. Eşitlik.
  • Seyfettin: Dinin kılıcı, dinin askeri.
  • Seyfi: 1. Kılıçla ilgili, askerliğe ilişik. 2. Kılıç biçiminde. 3. Asker zümresi.
  • Seyfullah: Tanrı’ın kılıcı, askeri.
  • Seyit: 1. Bir topluluğun ileri gelen kişisi. 2. Hz. Muhammed´in soyundan olan kimse.
  • Seymen: Seğmen
  • Seyyid: 1.Efendi. 2.Bir topluluğun ileri gelen kişisi. 3.Hz. Muhammed´in (s.a.v) soyundan olan kimse. Temiz ve erdem sâhibi Müslüman zât.
  • Sezai: Uygun, yaraşır, münasip.
  • Sezek: Duygulu, duyarlı, anlayışlı.
  • Sezer: Duygulu, hisli, anlayışlı.
  • Sezgen: Sezgili, hisseden, duyan.
  • Sezgin: Sezme kabiliyeti olan, duygulu, anlayışlı.
  • Sezmen: Sezen, anlayan kimse.
  • Sıddık: Asla yalan söylemeyen, doğru konuşan, sözünün eri.
  • Sıtkı: İçi, yüreği temiz, doğru kimse.
  • Simavi: Yüz, çehre, beniz ile ilgili.
  • Sinan: Mızrak, süngü.
  • Somer: Doğru ve kuvvetli kimse.
  • Sonat: Bir yada iki çalgı için yazılmış, üç yada dört bölümden oluşan müzik yapıtı.
  • Soner: Son doğan erkek çocuk.
  • Songur: 1. Şahin. 2. Ağır, hantal.
  • Soydan: Asil bir aileden gelen, asil.
  • Soykan: Asil, asil kimse.
  • Asil: İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen kimse.
  • Soysal: Soyun genişlesin, yayılsın anlamında kullanılan bir ad.
  • Sökmen: 1. Yiğitlere verilen san. 2. Selçuklulara bağlı Hasankeyf Artuklu Beyliği’nin kurucusunun adı.
  • Sözen: Güzel konuşan, söylev veren, hatip.
  • Sözer: Sözünde duran kimse.
  • Suavi: Her insanın işine koşan, yardım eden.
  • Sunal: Sunma, sunuş ile ilgili.
  • Sunar: Saygılı bir şekilde verir, takdim eder anlamında kullanılan bir ad.
  • Sunay: Ay şeklinde parlak olan, parıltı veren.
  • Süha: Büyükayı yıldız kümesinden en minik yıldız.
  • Süheyl: Cenup yarımküresinde yer edinen parlak yıldız.
  • Süleyman: 1. Rahatlık, sükûn.2. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden biri.

Ş harfi ile erkek isimleri

  • Şaban: Arabi ayların sekizincisi, ramazandan ilkin gelen ay.
  • Şadi: Memnunluk, luk, gönül ferahlığı.
  • Şafak: Güneş doğmadan azca ilkin beliren aydınlık.
  • Şahan: Şahin
  • Şahap: 1. Kıvılcım. 2. Akan yıldız. 3. Yürekli, yürekli kimse.
  • Şahin: Oldukça büyük boylu, yırtıcı kuş.
  • Ozan: Şiir yazan kimse, ozan.
  • Şakir: Şükreden, durumundan memnun olan kimse.
  • Şan: Ün, nam, şöhret.
  • Şanal: “Adın duyulsun, meşhur, şanlı bir insan ol” anlamında kullanılan bir ad.
  • Şanlı: Meşhur, tanınmış kimse.
  • Şansal: “İyi niteliklerinle ün kazan, şanın yayılsın” anlamında kullanılan bir ad.
  • Şems: Güneş.
  • Şemsettin: Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık.
  • Şemsi: Güneşle ilgili, güneşe özgü.
  • Şen: Neşeli, neşeli.
  • Şenkal: “Devamlı neşeli kal” anlamında kullanılan bir ad.
  • Şenol: “Devamlı neşeli mutlu ol” anlamında kullanılan bir ad.
  • Onur: Büyüklük, ululuk, üstünlük.
  • Şevket: Büyüklük, heybet.
  • Şevki: Şevkli, neşeli, istekli.
  • Şinasi: Tanımaya, anlamaya özgü, tanımak, bilmekle ilgili.
  • Şuayp: 1. Cemaat, kabile. 2. Kızıldeniz’den çıkarılan taşlar. 3. Medyen halkına Tanrı tarafınca gönderilmiş bir peygamber.

T harfi ile erkek isimleri

  • Tacettin: Dinin tacı.
  • Taci: Taç takınmış kimse.
  • Taha: Kur´an-ı Kerim’in yirminci surenin adı.
  • Tahsin: 1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme.
  • Talat: 1. Yüz, sima, çehre. 2. Güzellik.
  • Talay: 1. Deniz, büyük dere. 2. Fazlaca, fazla.
  • Talha: Zamk ağacı.
  • Talip: İsteyen, istekli.
  • Talu: 1. Seçkin, seçilmiş, güzel. 2. İki kürek kemiği arası.
  • Tamar: 1. Canlı varlıklarda kan dolaşımına yarayan kanal. 2. Yer altında belli bir maden alanı. 3. Davranış, yaradılış. 4. Tür.
  • Tamay: Ayın tüm durumu, dolunay.
  • Tamer: Tümüyle nitelikli şahıs.
  • Tan: 1. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti. 2. Sabah akşam esen serin rüzgâr.
  • Tanalp: Şafak şeklinde aydınlık yiğit.
  • Tanaltan: Şafak şeklinde aydınlık hükümdar.
  • Tanay: Şafak şeklinde aydınlık insan.
  • Tanberk: Şafak şeklinde aydınlık, kuvvetli insan.
  • Taner: Şafak vakti şeklinde aydınlık, kuvvetli kimse.
  • Tanfer: Şafak vakti şeklinde aydınlık, kuvvetli kimse.
  • Tanju: Türk hükümdarlarına Çinliler tarafınca verilen san.
  • Tankut: Şafak vakti şeklinde parlak, mutlu kimse.
  • Tansel: Şafak seli, ışık seli.
  • Tansu: Şafağın aydınlattığı su şeklinde parlak ve temiz olan.
  • Tanyel: Şafak vakti esen rüzgâr.
  • Tardu: Armağan, armağan.
  • Tarhan: 1. İslâmlıktan ilkin verilmiş vekil, vezir, bey şeklinde san. 2. Ayrıcalıklı, saygı duyulan şahıs.
  • Tarık: Sabah yıldızı, Venüs.
  • Tarkan: 1. İslâmlıktan ilkin verilmiş vekil, vezir, bey şeklinde san. 2. Ayrıcalıklı, saygı duyulan şahıs.
  • Taşkın: 1. Coşkulu, coşkun. 2. Su baskını.
  • Tayfun: Çin Denizi’nde ve Hint Denizi’nde görülen kuvvetli kasırga.
  • Tayfur: Minik bir kuş türü.
  • Taykut: Kutlu, uğurlu çocuk.
  • Taylan: 1. İnce, kibar, güzel, uzun ve muntazam boylu. 2. Fazlaca yağmur yağmasına rağmen işlenebilir durumdaki toprak.
  • Tayyip: 1. İyi, güzel, hoş. 2. Fazlaca temiz.
  • Tekay: Eşi olmayan ay.
  • Tekcan: Fazlaca kıymetli, benzeri olmayan kimse.
  • Tekçe: 1. Bir topluluk oluşturan şeylerin her biri. 2. Tek başına, yalnız. 3. Yegâne, benzeri olmayan, benzersiz.
  • Tekin: 1. Tek, benzeri olmayan. 2. Uyanık, tetikte. 3. Uslu. 4. Şehzade, prens. 5. Uğurlu.
  • Temel: 1. Bir şeyin gelişimi için ilk ögeler. 2. En mühim, belli başlı, ana, esas. 3. Dayanıklı. 4. Bir yapının sağlam dayanak buluncaya kadar toprak içinde aşağıya doğru uzatılan dip duvarları.
  • Teoman: Hun İmparatoru Mete´nin babası.
  • Tercan: 1. Genç, taze, körpe. 2. Kırmızı buğday.
  • Terlan: Sarı renkli, büyük pençeli, kartala benzeyen bir kuş.
  • Tevfik: 1. Uydurma, uygun düşürme. 2. Başarıya ulaştırma. 3. Tanrı’nın yardımına kavuşma.
  • Tibet: Çin´in batısında özerk bir bölge.
  • Timuçin: Katı, sağlam demir.
  • Timur: Demir.
  • Toker: Gözü tok kimse.
  • Tolay: Topluluk, toplum.
  • Tolga: Miğfer.
  • Tonguç: 1. En büyük çocuk. 2. Bir tür kuş, baykuş.
  • Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı elde eden yüzey kısmı. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
  • Toygar: Turgay.
  • Tufan: 1. Nuh Peygamber zamanında yağan ve tüm dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur. 2. Şiddetli yağmur.
  • Tugay: Alayla tümen arasındaki askerî birlik.
  • Tuğra: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, hususi bir biçimi olan sembolleşmiş işaret.
  • Tuğrul: Yırtıcı bir kuş.
  • Tulga: Savaşçıların başlarına giyindikleri demir başlık.
  • Tumay: Sessiz, sakin.
  • Tuna: 1. Fazlaca, bolca. 2. Yavru. 3. Görkemli, heybetli.
  • Tunay: 1. Sessiz, sakin. 2. Gece görünen aydınlık.
  • Tunca: Balkan yarımadasında Meriç ırmağının kolu.
  • Tuncay: Tunç renginde ay.
  • Tuncer: Tunç şeklinde kuvvetli kimse.
  • Tunç: Koyu kızıl renkte olan, bakır, çinko ve kalay alaşımı, bronz.
  • Turab: 1. Toprağın babası. 2. Arapça tamlama. 3. Hz. Ali’nin lakaplarından biri.
  • Turan: 1. Turancıların dünyadaki tüm Türkleri birleştirerek oluşturmayı amaçladıkları ülkenin adı.2. Türklerin Orta Asya’daki en eski yurtları.
  • Turgay: Boz renkli, minik, ötücü, tarlalarda yuva meydana getiren bir tür serçe, toygar.
  • Turgut: Konut, oturulacak yer.
  • Turhan: 1. Asil ve seçkin kimse. 2. Eski Türklerde vergi ödemeyen, hükümdar huzuruna izinsiz girebilen, saygı duyulan şahıs.
  • Tunga: 1. Görkemli, güçlü, çok büyük. 2. Yiğit, kahraman. 3. Aşama, unvan.4. Bir tür kaplan.
  • Tümcan: Hakkaten dost olan kimse.
  • Tümer: Tam erkek, yiğit.
  • Türabi: Topraktan yaratılmış.
  • Türe: 1. Görenek, anane, töre. 2. Subay, komutan. 3. Hak ve hukuka uygunluk, hakkaniyet.
  • Türkay: Ay şeklinde parlak, aydınlık Türk.
  • Türker: Yiğit Türk.
  • Tüzün: Yumuşak huylu, sakin, asil, asil kimse.

U harfi ile erkek isimleri

  • Uçar: Uçan, uçucu.
  • Uçay: Son ay.
  • Uçkan: Fazlaca uçan, uçucu.
  • Ufuk: 1. Düz arazide yada açık denizde gökle yerin birleşir şeklinde görünmüş olduğu yer. 2. Anlayış, kavrayış, görüş, fikir gücü. 3. Çevre, dolay.
  • Uğraş: Bir güçlüğü yenmek için gösterilen devamlı çaba, savaşım.
  • Uğur: 1. Bazı vakalarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan emare yada bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik deposu.2. Bu özellikte olduğuna inanılan şey.3. İyilik, talih, şans, baht. 4. Fırsat, rastlantı.
  • Uğuralp: Uğurlu yiğit.
  • Uğurcan: Uğurlu, hayırlı kimse.
  • Uğut: 1. Baygın, kendinden geçmiş. 2. Renksiz, solgun. 3. Kuru. 4. Yağmuru bolca yılların buğdayı.
  • Ulaç: 1. Bağlayan, bağlayıcı. 2. Sınır.
  • Ulaş: Amacına ermiş, isteğine kavuşmuş kimse.
  • Yüce: 1. Erdemleri bakımından fazlaca büyük, yüce. 2. Varlıklı.3. Elit.
  • Ulualp: Fazlaca erdemli, yüce yiğit.
  • Ulubay: Yüce, saygı duyulan, erdemli şahıs.
  • Ulubek: Erdemli, saygı duyulan bey.
  • Uluberk: Erdemli, saygı duyulan, kuvvetli kimse.
  • Ulubey: Yüce, saygı duyulan, kıymetli bey.
  • Uluç: Yüce, saygı duyulan kimse.
  • Uluğ: Yüce.
  • Uluhan: Büyük, saygı duyulan hükümdar.
  • Millet: 1. Millet, halk, insan topluluğu. 2. Göçebe. 3. Oba, aşiret kavim.
  • Ulun: 1. Büyük, yüce. 2. Temrensiz ok. 3. Buğday, arpa kökü.
  • Umur: Görgü, data, tecrübe.
  • Ümit: Ummaktan doğan itimat duygusu, umut.
  • Unan: 1. Sadakat, bağlılık. 2. Hak.
  • Unat: 1. Doğru yol tutan. 2. Akıllı. 3. Ergin.
  • Ural: Kale, kent, şehir al, ele geçir” anlamında kullanılan bir ad.
  • Uras: Şans, talih.
  • Uraz: Şans, talih.
  • Uruç: Yukarı çıkma, yükselme, ağma.
  • Usbay: Akıllı, saygı duyulan şahıs.
  • Uslu: Akıllı, parlak zeka, uysal, sakin kimse.
  • Utkan: 1. Zafer kazanmış, muzaffer. 2. Şerefli, onurlu soydan gelen.
  • Utku: Üstünlük, zafer.
  • Çağdaş: Kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan, çağdaş kimse.
  • Uygur: Çağdaş, çağdaş.
  • Uzay: Tüm varlıkların içinde bulunmuş olduğu sonsuz boşluk.
  • Uzel: Usta, becerikli şahıs.

Ü harfi ile erkek isimleri

  • Ülfer: Büyük su, ırmak.
  • Ülgener: Yüce, yüce kimse.
  • Ülger: 1. Şeftali, kumaş vb.ndeki ince tüy. 2. Vecize.
  • Ülkümen: Ülküsü olan, bir ülküye bağlı olan kimse.
  • Umut: Ümit
  • Ümitalp: Umut:  Ummaktan doğan itimat duygusu, umut. Alp:  1. Yiğit, kahraman, yürekli, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
  • Ümitcan: Umut:  Ummaktan doğan itimat duygusu, umut. Can:  1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, aslı. 4. Gönül. 5. Fazlaca içten, sempatik, şirin kimse.
  • Ün: 1. Yüksek ses, ses. 2. Şöhret, şan.
  • Ünal: “Adın duyulsun, tanın, ün kazan” anlamında kullanılan bir ad.
  • Ünalan: Ün-alan. Adı duyulmuş, ün kazanmış.
  • Ünalp: Tanınmış, meşhur yiğit.
  • Üner: Tanınmış, meşhur kimse.
  • Ünkan: Tanınmış soydan gelen kimse.
  • Ünsal: “Adın duyulsun, ünlen” anlamında kullanılan bir ad.
  • Ünsan: Adını duyuran, meşhur.
  • Ünsay: Ünlen, adın duyulsun anlamında kullanılan bir ad.
  • Ünver: “Ünlen, tanınmış bir insan ol” anlamında kullanılan bir ad.
  • Ürkmez: Korkmaz, yılmaz.
  • Üstün:  1. Benzerlerine nazaran daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. 2. Yenen, galip gelen. 3. Sayıca fazlaca, fazla.
  • Üstüner: Seçkin, başarı göstermiş kimse.
  • Üveys: Kurt, minik kurt.
  • Üzeyir: Mukaddes kitaplarda geçen bir ad.

V harfi ile erkek isimleri

  • Vaha: Çöllerin su bulunan kesimlerinde oluşan bitkili alan.
  • Vahap: Bağışlayan, kayra eden.
  • Vahdet: Bir olma, tek olma, birlik, teklik.
  • Vakkas: Savaşçı, okçu.
  • Varan: Işımakta olan sabah vakti, sabahın erken vakti, tan vakti. 2. Yer yuvarlağının uydusu olan gök cismi.
  • Varlık: 1. Zenginlik, para, mal mülk. 2. Mühim, yararlı, kıymetli. 3. Yaşam, yaşam. 4. Mevcud her şey.
  • Varol: “Yaşa, uzun ve sıhhatli bir yaşamın olsun” anlamında kullanılan bir ad.
  • Vargın: Ulaşan, isteğine erişen.
  • Vasfi: Nitelikli.
  • Vassaf: Niteliklerini bildirerek özetleyen yada öven.
  • Vecdi: Coşkunlukla ilgili, coşkunlukla oluşan.
  • Vecihi: Güzellik, hoşlukla ilgili.
  • Vedat: Sevgi, dostluk.
  • Vefa: 1. Sözünde durma, dostluğu sürdürme. 2. Sevgi bağlılığı.
  • Vefik: Dost, yoldaş, aynı fikirde olan.
  • Vehbi: Tanrı bağışı olan.
  • Veli: 1. Haiz. 2. Ermiş, eren. 3. Bir çocuğun her türlü durumundan görevli olan kimse.
  • Velit: 1. Yeni doğan çocuk. 2. Kul, köle. 3. Erkek çocuk.
  • Vesim: Güzel yüzlü.
  • Visam: Damga, nişan.
  • Volga: Rusça:  Avrupa’nın en uzun nehri, Volga nehri yada İdil nehri.
    Fince:  Beyaz, ak sular, beyaz dere.
  • Volkan: Yanardağ.
  • Vural: “Vur ve al” anlamında kullanılan bir ad.
  • Vurgun: Birine tutkun, âşık.

Y harfi ile erkek isimleri

  • Yağız: 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
  • Yağızer: Esmer kimse.
  • Yahya: “Tanrı lütufkârdır” anlamında bir söz.
  • Yakup: 1. Erkek keklik. 2. İbr. Takip eden, izleyen.
  • Yakut: Pembe yada kırmızı renkte kıymetli bir süs taşı.
  • Yalazan: Şimşek.
  • Yalçın: 1. Dik, sarp. 2. Düz, ıslak. 3. Parlak, cilalı.
  • Yalım: 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb.nin kesici yüzü. 3. Kaya. 4. Sarp yer, yar. 5. Şimşek. 6. Kuvvet, kudret. 7. Orun, aşama. 8. Çalım, gurur; onur.
  • Yalın: 1. Gösterişsiz, süssüz, mütevazı. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.
  • Yalkın: 1. Serap, ılgın. 2. Alev.
  • Yamaç: 1. Dağın yada tepenin herhangi bir yanı. 2. Karşı. 3. Yan, yakın.
  • Yaman: 1. Fena, korkulan, şiddetli. 2. Yürekli, kuvvetli. 3. Kurnaz, becerikli.
  • Yankı: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması.
  • Yarkın: 1. Şimşek, ışık 2. Işıklı.
  • Yasa: Kanun, seviye, töre.
  • Yaser: Bolluk, varlık, zenginlik, varsıllık.
  • Yasin: Kur’an surelerinden biri.
  • Yaşar: 1. Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulmuş olan bir ad.2. Yaşlarında.
  • Yaver: Destek.
  • Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, yürekli. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.
  • Yekta: Tek, benzeri olmayan, benzersiz.
  • Yelit: Eksiltme, azaltma.
  • Yenal: Amacına ulaşan kimse.
  • Yener: Üstün gelen, kazanan.
  • Senedir: Parlak, parlayan, ışıklı, ışık.
  • Yıldıray: Parlak, ışık saçan ay.
  • Yıldırım: 1. Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması. 2. Fazlaca süratli, canlı.
  • Yılmaz: Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.
  • Yiğit : 1. Kuvvetli, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
  • Yiğitalp: Yiğit:  1. Kuvvetli, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse. Alp:  1. Yiğit, kahraman, yürekli, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
  • Yiğitefe: Yiğit:  1. Kuvvetli, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse. Efe:  1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
  • Yiğiter: Kuvvetli, korkusuz, kahraman kimse.
  • Yolaç: Yol gösteren, kılavuz.
  • Yoldaş: 1. Dost, dost, yol arkadaşı. 2. Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri.
  • Yordam: 1. Kılavuz, rehber. 2. Beceri, yatkınlık. 3. Anane, görenek. 4. Anlayış, yerinde davranış. 5. Kaide, yöntem, seviye.
  • Yöntem: 1. Yol, biçim, yöntem. 2. Kabiliyet. 3. Uygun, kolay.
  • Yunus: Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan etçil memeli hayvan.
  • Yusuf: 1. İnleyen, ah eden. 2. İnilti.
  • Yumlu: 1. Uğurlu, kutlu. 2. Mukaddes, kutsal.
  • Yurdal: “Kendine yurt edin” anlamında kullanılan bir ad.
  • Yurtman: Yurdunu fazlaca seven kimse.
  • Yurttaş: Yurtları yada yurt duyguları aynı olanlardan her biri.
  • Yüceer: Yüksek, büyük, yüce kimse.
  • Yücel: “Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan br ad.
  • Yücelten: Dürüst, doğru, namuslu, suçsuz kimse.
  • Yüksel: “Yükseklere çık, yücel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan bir ad.
  • Yüzüak: Dürüst, doğru, namuslu, suçsuz kimse.

Z harfi ile erkek isimleri

  • Zade: 1. Evlat, oğul. 2. Dürüst, doğru adam.
  • Zafer: 1. Amaca erişme, başarı. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku.
  • Zahir: 1. Parlak, açık, belli. 2. Dış görünüş, dış yüz. 3. Coşmuş, taşkın.
  • Zahit: Dinin buyruklarını yerine getiren, haramdan kaçınan kimse, sofu.
  • Zaik: Tadıcı, tadan, tat alan.
  • Zakir: Zikreden, anan.
  • Zamir: 1. İç, iç yüz. 2. Yürek, vicdan. 3. Gönülde gizli saklı olan sır. 4. Adın yerini tutan sözcük.
  • Zekai: Zekâyla ilgili, zekâya ilişik.
  • Zekeriya: Erkek.
  • Akıllı: Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi.
  • Zeycan: Candan, cana yakın.
  • Zeynel: Zeynelabidin.
  • Zeynelabidin: İbadet edenlerin süsü.
  • Zihni: Zihinle, akılla ilgili.
  • Zikri: Anma ile ilgili.
  • Zinnur: Nurlu, ışıklı, aydınlık.
  • Zirve: Zirve, bir şeyin en yüksek noktası, tepesi.
  • Ziver: Süs, bezek.
  • Ziya: Işık, aydınlık.
  • Zobu: 1. İri yarı, kalınca, kaba. 2. Delikanlı. 3. Zor, sıkıntılı. 4. Eski vezir konaklarındaki hizmetli.
  • Sıkıntılı: 1. Güzel, fazlaca güzel, iyi. 2. Yakışıklı. 3. Kuvvetli, dayanıklı. 4. Sert, keskin. 5. Yürekli, yürekli. 6. Girgin, girişken.
  • Zuhur: Görünme, meydana çıkma, baş gösterme.
  • Zuhuri: Orta Oyunu’nda gülünç görevi meydana getiren kimse.
  • Zübeyr: Yazılı minik şey.
  • Zühtü: Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren.
  • Zülfikar: İki parçalı.
  • Zülkarneyn: İki boynuzlu.
  • Zümer: 1. Zümreler, gruplar. 2. Kur’an-ı Kerim’in 39. süresi.

Yeni doğan bebeğe isim iyi mi konur?

Yeni doğan bir bebeğe isim konulurken, ilk olarak bebeğin anası ve babası içinde isim seçimi yapılır. Bu isim seçiminde, bebeğin aile geçmişi, kültürel kökenleri, dil ve anlamı şeklinde faktörler dikkate alınır. Aileler, aile üyelerinin isimlerini, anlamlı kelimeleri yada anısına bir isim vermeyi de tercih edebilirler. Uygun bir isim seçildikten sonrasında, bebeğe resmi olarak isim vermek için doğum belgesi doldurulur ve ilgili resmi makamlar tarafınca onaylanır. Bu işlemler çoğu zaman doğum yaptıktan derhal sonrasında yapılır ve bebeğin adını resmi olarak kullanmaya başlaması için gereklidir. Sonrasında, bebeğin aile üyeleri ve arkadaşları tarafınca kullanılacak olan lakaplar da seçilebilir. Bu lakaplar, bebeğin adını kısaltarak yada değiştirerek oluşturulur ve çoğu zaman aile içinde ve dost çevresinde kullanılır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir